Osmanlı tarihinin en renkli ve otoriter padişahlarından biri olan IV. Murat (1623-1640), özellikle tahtta kaldığı 17 yılın son döneminde, devletin içine düştüğü kargaşa ve çöküntüyü durdurmak amacıyla son derece katı ve radikal önlemler almıştır. Bu önlemler, tarihe "IV. Murat yasakları" olarak geçmiş ve Osmanlı toplumsal hayatında derin izler bırakmıştır. İşte, "Kadı" lakaplı bu padişahın uyguladığı başlıca yasaklar ve arka planı:
IV. Murat tahta çıktığında Osmanlı İmparatorluğu, Celali İsyanları, rüşvet, liyakatsizlik, askeri başarısızlıklar ve İstanbul'da yeniçeri-sekban gruplarının çıkardığı anarşi ile sarsılıyordu. Genç padişah, önce annesi Kösem Sultan'ın naipliğinde iktidara alıştı, ancak 1632'deki büyük bir ayaklanmanın ardından mutlak otoritesini ilan etti. Devleti "demir yumrukla" yönetmeye karar verdi.
En bilinen yasakların başında gelir. Dönemin kahvehaneleri, siyasi muhalefetin ve dedikodunun merkezi haline gelmişti. Tütün ve afyon kullanımı ise toplumda asayişsizliğe neden oluyordu.
İstanbul'da güvenliği sağlamak amacıyla sıkı bir gece yasağı kondu.
IV. Murat, İslami kuralları da katı bir şekilde uygulayarak içkiyi yasakladı. Saray dahil her yerde içki yasağı getirildi. İçki içenler veya satanlar şiddetli cezalara çarptırıldı.
Devletin mali durumunun kötü olması ve toplumsal eşitsizlik nedeniyle lüks tüketim kısıtlandı.
IV. Murat, yolsuzluk yapan devlet adamlarını ve kadıları acımasızca cezalandırdı. Halkın şikayetlerini bizzat dinleyerek adaleti sağlamaya çalıştı.
IV. Murat'ın tüm bu yasaklarının temel amacı, devlet otoritesini yeniden tesis etmek, asayişi sağlamak, mali disiplini oluşturmak ve toplumu "bozulmuş" olduğuna inandığı ahlaki yapıdan arındırmaktı. Kısa vadede bu yasaklar etkili oldu:
Ancak, bu yasaklar IV. Murat'ın 1640'taki genç yaştaki ölümünden sonra hızla gevşedi. Kahvehaneler yeniden açıldı, tütün kullanımı yaygınlaştı. Uzun vadede toplumsal alışkanlıkları kalıcı olarak değiştiremedi. Fakat, padişahın "şiddet ve otorite" ile devleti toparlama çabası, Osmanlı tarihinde bir disiplin sembolü olarak yer etti.
IV. Murat yasakları, bir devletin çöküş sinyallerini vermeye başladığı bir dönemde, köktenci ve otoriter bir restorasyon girişimi olarak değerlendirilebilir. Yasaklar, toplum mühendisliğinden ziyade, acil durum tedbirleri niteliğindeydi. Bugün tarihçiler, bu dönemi hem bir "istibdat" hem de "istikrar" dönemi olarak yorumlamaktadır. IV. Murat'ın kişiliği ve uygulamaları, Osmanlı tarihinin en sert ve en etkili liderlik örneklerinden biri olarak hafızalarda kalmıştır.