Anadolu'nun Türkleşme sürecinde önemli bir rol oynayan Karesioğulları Beyliği, bugünkü Balıkesir ve çevresinde kurulmuş, kısa ömrüne rağmen geleceğin Osmanlı İmparatorluğu'na askerî ve denizcilik anlamında büyük bir miras bırakmıştır. Bu yazıda, bu köklü beyliğin kuruluş coğrafyasını ve tarihteki yerini inceleyeceğiz.
Karesioğulları Beyliği, 1300'lü yılların başında (tam olarak 1296-1297 civarı), Batı Anadolu'da, bugünkü Balıkesir il sınırları içinde kuruldu. Kurucusu Melik Danişmend Gazi'nin soyundan geldiği kabul edilen Karesi Bey'dir. Beyliğin başkenti, önce Balıkesir (eski adıyla Paleokastron) olmuş, daha sonra Bergama ve Edremit gibi önemli merkezler de beyliğin hâkimiyet alanına girmiştir.
Beylik, kurulduğu dönemde şu bölgelere hükmediyordu:
Kurulduğu dönemde bölge, Bizans İmparatorluğu ile temas halindeydi. Diğer yandan, doğuda giderek büyüyen Osmanoğulları Beyliği ile komşuydu. Karesioğulları, denize kıyısı olması sayesinde güçlü bir donanma kurmayı başardı. Bu donanma, Rumeli'ye yapılacak geçişler için hayati öneme sahip olacaktı.
Beylik, iç çekişmeler sonucunda zayıfladı ve Orhan Gazi döneminde, 1345 yılı civarında Osmanlı Beyliği'ne katıldı. Bu katılım son derece önemli sonuçlar doğurdu:
Balıkesir ve çevresinde Karesioğulları'ndan kalan pek çok tarihi eser bulunmaktadır. Balıkesir Kalesi, Zaganos Paşa Camii ve Külliyesi (beylik dönemi sonrası ama miras üzerine inşa edilmiştir), Edremit'teki tarihi yapılar ve bölgedeki birçok türbe, bu beyliğin hatıralarını taşımaktadır. Ayrıca, bölge halkının kültüründe ve yer adlarında Karesi ismi yaşamaya devam etmektedir.
Karesioğulları Beyliği, Balıkesir merkezli olarak kurulmuş, Anadolu'nun batı ucunda önemli bir Türk yurdu oluşturmuş ve nihayetinde Osmanlı Devleti'nin bir parçası olarak onun "imparatorluk" olma yolundaki en büyük atılımlarından birine (Rumeli'ye geçiş) zemin hazırlamıştır. Kurulduğu topraklar, bugün hem tarım hem de turizm açısından zengin bir bölge olan Balıkesir'dir ve tarih, bu güzel şehrin her köşesinde hissedilmektedir.