Karlofça Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu için bir dönemin sonu ve yeni bir sürecin başlangıcı anlamına gelir. 1699 yılında imzalanan bu antlaşma, Osmanlı Devleti'nin Batı karşısında toprak kaybettiği ilk büyük antlaşmadır. Bu olay, imparatorluğun askeri gücünün zayıflamaya başladığının ve Avrupa siyasetindeki dengelerin değiştiğinin açık bir göstergesiydi.
17. yüzyılın sonlarına doğru, Osmanlı İmparatorluğu, Kutsal İttifak (Avusturya, Lehistan, Venedik ve Rusya) ile uzun ve yıpratıcı savaşlar içerisindeydi. Özellikle II. Viyana Kuşatması'nın başarısızlıkla sonuçlanması, Osmanlı ordusunun moralini bozmuş ve Avrupa devletlerine karşı olan üstünlüğünü kaybetmesine neden olmuştu. Bu savaşlar, Osmanlı ekonomisini de derinden etkilemiş, hazine boşalmış ve halkın üzerindeki vergi yükü artmıştı.
Karlofça Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu için sadece toprak kaybı anlamına gelmiyordu. Aynı zamanda, imparatorluğun siyasi ve askeri itibarının sarsılmasına da yol açtı. Bu antlaşma ile birlikte:
Karlofça Antlaşması'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu, kaybettiği toprakları geri alma ve Avrupa devletleri arasındaki dengeyi kendi lehine çevirme politikası izlemeye başladı. Bu dönemde, özellikle Rusya ve Avusturya ile mücadeleler devam etti. Osmanlı Devleti, bir yandan askeri alanda ıslahatlar yapmaya çalışırken, diğer yandan da Avrupa diplomasisinde aktif rol oynamaya çalıştı.