Kaside, Klasik Türk Edebiyatı'nın en önemli nazım şekillerinden biridir. Genellikle din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan bu şiirler, divan edebiyatının en görkemli örneklerini oluşturur. Arap edebiyatından Fars edebiyatına, oradan da Türk edebiyatına geçen kaside, 31 ile 99 beyit arasında değişen bir uzunluğa sahiptir.
Kasidenin giriş bölümüdür. Şair bu bölümde asıl konuya girmeden önce doğa, sevgili, bahar, ramazan gibi konularda tasvirler yapar. Bu bölüm şairin sanat gücünü göstermesi için bir fırsattır.
Nesib bölümünden asıl konuya geçişi sağlayan köprü bölümüdür. Genellikle 1-2 beyitten oluşur. Şair burada ustalıkla övgü bölümüne geçiş yapar.
Kasidenin asıl bölümü ve kalbidir. Şair bu bölümde övdüğü kişinin erdemlerini, başarılarını, cömertliğini anlatır. En uzun bölüm burasıdır ve şair tüm sanatını burada sergiler.
Şairin kendisini övdüğü bölümdür. Kendi şairlik gücünden, yeteneğinden bahseder. Bu bölüm her kasidede bulunmayabilir.
Kaside içinde yer alan bir gazel bölümüdür. Şair aynı ölçü ve uyakta bir gazel söyler. Bu bölüm de her kasidede bulunmaz, isteğe bağlıdır.
Kasidenin sonuç bölümüdür. Şair burada övdüğü kişi için dualar eder, iyi dileklerde bulunur. Kaside genellikle iyi temennilerle sona erer.
Divan edebiyatımızda Nef'i, Fuzuli, Baki, Nedim, Şeyh Galip gibi şairler kaside türünde unutulmaz eserler vermişlerdir. Özellikle Nef'i'nin kasideleri, bu türün en güzel örnekleri arasında gösterilir.
Kaside, Klasik Türk Edebiyatı'nın en disiplinli ve en sanatlı nazım şekillerinden biri olarak, yüzyıllar boyunca şairlerin en önemli eserlerini vermelerine vesile olmuştur.