Türk tarihinin en kritik dönüm noktalarından biri olan Kıbrıs Barış Harekatı, 20 Temmuz 1974'te başlayan ve adanın siyasi haritasını değiştiren bir askeri müdahaledir. Bu harekat, Türkiye'nin garantörlük hakkını kullanarak Kıbrıs'taki Türk toplumunun güvenliğini sağlamak ve adada barışı tesis etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu yazıda, harekatın tarihsel arka planını, gelişimini ve sonuçlarını ele alacağız.
Kıbrıs, Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri Türklerin yaşadığı bir adaydı. 1960'ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, Türk ve Rum toplumlarının ortaklığına dayanıyordu. Ancak Rum liderliğindeki yönetim, Türklere karşı ayrımcı politikalar izlemeye ve enosis (Yunanistan'la birleşme) hayalini gerçekleştirmeye çalıştı. 1963-1974 yılları arasında yaşanan çatışmalar ve şiddet olayları, Türk toplumunu adanın %3'lük bir bölgesine sıkıştırdı.
Harekatın en önemli tetikleyicisi, 15 Temmuz 1974'te Yunanistan'daki cunta yönetiminin desteklediği Nikolas Sampson'un Kıbrıs'ta darbe yaparak cumhurbaşkanı Makarios'u devirmesi oldu. Bu darbe, enosis'i hızlandırmayı amaçlıyordu ve Türkiye için kabul edilemez bir gelişmeydi. Türkiye, 1960 Garanti Antlaşması'nın 4. maddesine dayanarak müdahale hakkını kullandı.
Harekat iki aşamada gerçekleşti:
Kıbrıs Barış Harekatı'nın hem Türkiye hem de Kıbrıs için derin sonuçları oldu:
Kıbrıs Barış Harekatı, sadece bir askeri operasyon değil, aynı zamanda Türk diplomasisinin ve uluslararası hukuk mücadelesinin de bir zaferidir. Her yıl 20 Temmuz'da Barış ve Özgürlük Bayramı olarak kutlanan bu tarih, Türk milletinin hafızasında önemli bir yer tutmaktadır. Harekat, Türkiye'nin bölgesel güç olma iradesini ve garantörlük sorumluluğunu dünyaya göstermiştir.
Sonuç olarak, Kıbrıs Barış Harekatı, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir ve bugün hala devam eden Kıbrıs sorununun şekillenmesinde belirleyici rol oynamıştır.