İslam inancına göre Allah, insanlığa rehberlik etmek için peygamberler aracılığıyla kutsal kitaplar indirmiştir. Bu kitaplardan dördü büyük kutsal kitap olarak kabul edilir: Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an-ı Kerim. Zebur, bu kutsal kitapların ikincisi olarak Hz. Davut'a indirilmiştir.
Hz. Davut, İsrailoğulları'na gönderilen önemli peygamberlerden biridir. Aynı zamanda bir kral olarak da hüküm sürmüştür. Kur'an-ı Kerim'de hem peygamberlik vasfı hem de krallığından bahsedilir. Kendisine hem hikmet hem de saltanat verilmiş özel bir peygamberdir.
Zebur, İbranice "mektup" veya "yazı" anlamına gelen bir kelimedir. Bu kutsal kitap, genellikle ilahiler, dualar, öğütler ve hikmetli sözler içermektedir.
Kur'an-ı Kerim'de Zebur'dan birkaç yerde bahsedilmektedir. Özellikle İsra Suresi 55. ayette şöyle buyrulur: "Rabbin göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir. Andolsun, biz peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Davud'a da Zebur'u verdik."
Zebur, Tevrat'ın hükümlerini kaldırmamış, tamamlayıcı bir rol üstlenmiştir. İslam inancına göre, zamanla Zebur da tahrif edilmiş ve orijinal hali korunamamıştır. Günümüzde Hristiyan ve Yahudi kutsal metinlerinde Zebur'un bazı bölümleri Mezmurlar adı altında yer almaktadır.
Zebur, Allah'ın Hz. Davut'a indirdiği kutsal bir kitaptır. İlahiler, dualar ve hikmetli öğütler içeren bu kitap, hem İslam hem de diğer semavi dinler açısından önemli bir yere sahiptir. Hz. Davut'un hem peygamber hem de kral olması, onu İslam tarihinde özel bir konuma yerleştirmiştir.
Özetle: Zebur, İslam inancına göre dört büyük kutsal kitaptan biridir ve Hz. Davut'a indirilmiştir. İlahi ve dualardan oluşan bu kitap, günümüzde diğer kutsal kitaplar gibi orijinal halini koruyamamıştır.