Kuran-ı Kerim, sadece anlamıyla değil, okunuş biçimiyle de eşsiz bir mucizedir. Kıraat, bu okunuşun kurallarını, usullerini ve çeşitlerini inceleyen köklü bir ilim dalıdır. Bu makalede, kıraat ilminin ne olduğunu, önemini ve temel özelliklerini keşfedeceğiz.
Kıraat, sözlükte "okumak" anlamına gelir. Terim olarak ise, Kuran-ı Kerim'i, harflerin çıkış yerlerine (tecvid) ve farklı rivayetlere dayalı okuyuş şekillerine uygun olarak okumayı ifade eder. Bu, sıradan bir okuma değil; kuralları, adabı ve derin bir maneviyatı olan bir sanattır.
Kıraat ilminin en meşhur sistemlerinden biri, "Yedi Kıraat"tir. Bu, yedi büyük kıraat aliminin (İmamların), Hz. Osman döneminde çoğaltılan mushaflardan aktardıkları ve İslam âleminin büyük çoğunluğu tarafından kabul görmüş okuyuş tarzlarıdır. Bu yedi kıraatın her biri, iki ayrı ravi (talebe) tarafından rivayet edilmiştir. Böylece ortaya "On Rivayet" çıkmıştır.
Bu iki kavram sık sık birbiriyle karıştırılır. Aralarındaki temel fark şudur:
Yani, her kıraat kendi içinde tecvid kurallarını barındırır, ancak her tecvid bir kıraat değildir.
Kıraat ilmi, Kuran-ı Kerim'e verilen eşsiz değerin bir tezahürüdür. Sadece bir okuma biçimi değil, aynı zamanda on dört asırdır süren titiz bir ilmi geleneğin adıdır. Bu sanat, müminler için Kuran'ı hem lafzen hem de manen daha iyi anlama ve yaşama yolunda kıymetli bir rehberdir.