Yer kabuğu, levha adı verilen büyük parçalardan oluşur ve bu levhalar sürekli, çok yavaş bir şekilde hareket eder. Bu hareketlerin Dünya yüzeyinde birbirinden farklı ve oldukça etkileyici sonuçları vardır. Bu sonuçları üç ana başlıkta inceleyebiliriz:
Levhaların birbirine sürtünerek hareket ettiği sınırlara fay hattı denir. Levhalar hareket ederken bir engelle karşılaştıklarında enerji biriktirirler. Biriken bu enerji, ani bir şekilde açığa çıktığında yer kabuğunda titreşimlere yol açar. Bu titreşimlere de deprem adı verilir. Bu nedenle, depremler en çok levha sınırlarında görülür.
Levha hareketleri, yer kabuğunun bazı bölgelerinde zayıflıklara ve çatlaklara neden olur. Bu çatlaklardan magmanın (erimiş kayaların) yeryüzüne çıkması olayına volkanizma denir. Yeryüzüne çıkan magma soğuyarak katılaşır ve zamanla yanardağları (volkanları) oluşturur. Özellikle;
İki levha birbirine doğru hareket ederek çarpıştığında, levha kenarlarındaki tortul tabakalar sıkışır, kıvrılır ve yükselir. Bu yükselme sonucunda kıvrım dağları oluşur. Türkiye'deki Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları bu şekilde oluşmuştur. Bazen de çarpışma o kadar şiddetlidir ki, bir levha diğerinin altına doğru itilir ve bu da yüksek kırık dağlarının oluşumuna neden olabilir.
Özetle, Dünya'mızın yüzey şekilleri (dağlar, okyanuslar, volkanlar) ve deprem gibi doğal olaylar, levha hareketlerinin doğrudan bir sonucudur. Yer kabuğu, bu hareketlilik sayesinde sürekli bir değişim ve dönüşüm içindedir.