🏛️ Lozan Antlaşması: Tarihsel Bir Dönüm Noktasının "Hezimet mi, Zafer mi?" Tartışması
Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi olarak nitelendirilir. Ancak, özellikle son yıllarda, antlaşmanın kazanım ve kayıpları üzerine yoğun bir tartışma yaşanmaktadır. Bu makale, tartışmanın taraflarının argümanlarını inceleyerek, konuyu tarihsel bağlamı içinde anlamaya çalışacaktır.
📜 Antlaşmanın Tarihsel Arka Planı ve Kazanımları
24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması, Türk İstiklal Savaşı'nı diplomatik masada taçlandıran belgedir. "Zafer" olarak görenlerin dayandığı temel argümanlar şunlardır:
- ✅ Tam Bağımsızlık: Sevr Antlaşması'nın dayattığı kapitülasyonlar (yabancılara tanınan ekonomik ve hukuki ayrıcalıklar) tamamen kaldırılmıştır.
- ✅ Uluslararası Tanınma: Misak-ı Milli sınırları büyük ölçüde korunmuş, yeni Türk devleti uluslararası alanda egemen bir devlet olarak tanınmıştır.
- ✅ Nüfus Mübadelesi: Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan zorunlu nüfus mübadelesi, ülkedeki etnik homojenliği artırarak ulus-devlet inşasını kolaylaştırmıştır.
- ✅ Azınlık Statüsü: Azınlıklar yalnızca gayrimüslimler olarak tanımlanmış, böylece ülke içinde ayrıcalıklı bir topluluk yaratılmasının önüne geçilmiştir.
⚖️ Tartışmalı Konular ve "Hezimet" Argümanları
Antlaşmanın eleştirilmesine ve bazı çevrelerce "hezimet" veya "eksik zafer" olarak yorumlanmasına yol açan başlıca hususlar ise şöyledir:
- ⚠️ Ege Adaları ve Kıta Sahanlığı: On İki Ada'nın İtalya'ya, diğer Ege adalarının ise silahsızlandırılma koşuluyla Yunanistan'a bırakılması, bugünkü egemenlik ve kıta sahanlığı sorunlarının temelini oluşturmuştur.
- ⚠️ Musul ve Kerkük: Irak sınırı ve Musul vilayetinin geleceğinin İngiltere ile Türkiye arasında yapılacak ikili görüşmelere bırakılması, bölgenin kaybıyla sonuçlanmıştır.
- ⚠️ Batı Trakya Türkleri: Mübadele kapsamına alınmayan Batı Trakya Türklerinin durumu, Yunanistan'daki Türk azınlığın hakları konusunda süregelen sorunlar yaratmıştır.
- ⚠️ Boğazlar Rejimi: Boğazların askersizleştirilmesi ve geçiş rejiminin uluslararası bir komisyon tarafından denetlenmesi, tam egemenlik anlayışıyla çelişmiştir. (Bu madde 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.)
- ⚠️ Ekonomik Kısıtlar: Osmanlı borçlarının taksitlendirilerek ödenmesi kabul edilmiş, yeni kurulan devletin ekonomik manevra alanını uzun süre kısıtlamıştır.
🔍 Tarihsel Bağlamın Önemi: "O Günün Koşulları"
Tartışmayı sağlıklı yürütebilmek için antlaşmanın imzalandığı ortamı anlamak şarttır. Türkiye, uzun savaşlardan yorgun çıkmış, ekonomisi çökmüş bir ülkeydi. Karşısında ise dünyanın en güçlü devletleri (İngiltere, Fransa, İtalya) vardı. Diplomasi, "istenen her şeyin alındığı" bir süreç değil, "mümkün olan en iyi sonucun elde edildiği" bir pazarlık sürecidir. Bu açıdan bakıldığında, Lozan'ın o günün koşullarında elde edilebilecek maksimum sonuç olduğu görüşü yaygındır.
💎 Sonuç Yerine: Bir Uzlaşı Arayışı
Lozan Antlaşması, ne mutlak bir zafer ne de kesin bir hezimettir. Tarihsel bir uzlaşı metnidir. Bir taraftan Türkiye'nin bağımsız bir devlet olarak doğuş belgesi, diğer taraftan o dönemin uluslararası güç dengelerinin yansımasıdır. Bugün yapılması gereken, antlaşmayı ya sadece yüceltmek ya da tamamen karalamak değil; maddelerini, dönemin şartlarını, kazanımları ve tavizleri birlikte değerlendirerek, Türkiye'nin modernleşme ve diplomasi tarihindeki yerine soğukkanlı bir bakışla yaklaşmaktır.
📚 Anahtar Çıkarım: Lozan, bir milletin ölüm kalım mücadelesinden sonra masaya oturduğunda elde edebildiklerinin bir bilançosudur. Tartışma, bu bilançonun nasıl okunacağı ve bugüne nasıl yansıtılacağı üzerinedir.