Mamografi, meme dokusunun düşük dozda X-ışını (röntgen) kullanılarak görüntülenmesi işlemidir. Özel olarak tasarlanmış bir mamografi cihazı ile meme dokusu sıkıştırılarak, detaylı bir şekilde incelenir. Bu sayede, henüz elle hissedilemeyecek kadar küçük olan kitleler, kireçlenmeler (mikrokalsifikasyonlar) veya diğer anormallikler erken evrede tespit edilebilir.
Mamografinin temel amacı, meme kanserini en erken aşamada yakalayarak tedavi şansını önemli ölçüde artırmaktır. Tarama mamografisi, hiçbir şikayeti olmayan kadınlarda rutin kontrol için yapılırken; tanısal mamografi, bir şikayet veya bulgu (ele gelen kitle, ağrı, akıntı vb.) üzerine daha detaylı inceleme için yapılır.
Mamografi çekim zamanlaması, kişinin yaşı, aile öyküsü ve genel risk faktörlerine göre değişiklik gösterebilir. Ancak genel kabul görmüş tarama önerileri şu şekildedir:
Tarama daha erken yaşta başlar ve daha sık aralıklarla yapılabilir. Yüksek risk durumları:
Bu gruptaki kadınların tarama programı, doktorları tarafından kişiselleştirilir ve genellikle 30 yaş civarında başlayıp, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ile desteklenebilir.
Memenin sıkıştırılması nedeniyle rahatsızlık veya hafif ağrı hissedilebilir. Ancak bu işlem, daha kaliteli görüntü almak ve radyasyon dozunu azaltmak için gereklidir. Adet döneminin bitiminden sonraki hafta çekim yaptırmak, memelerin daha az hassas olduğu bir dönem olabilir.
Hayır, mamografi bir önleme yöntemi değil, erken teşhis yöntemidir. Kanseri önlemez, ancak erken yakalanmasını sağlayarak hayat kurtarır.
Evet. Kendi kendine meme muayenesi (ayda bir), klinik meme muayenesi (yılda bir) ve yüksek risk grubunda MRI önemli tamamlayıcılardır. Mamografi, taramanın altın standardı olmaya devam etmektedir.
Mamografi çekim programınızı belirlerken, mutlaka kişisel risk faktörlerinizi değerlendirecek bir hekime (genel cerrah, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı) danışmak en doğru yoldur. Erken teşhis, tedavideki en büyük avantajdır. Meme sağlığınızı önemseyin ve taramalarınızı ihmal etmeyin. 🌸