Osmanlı tarihinin en kritik meydan muharebelerinden biri olan Mercidabık Savaşı (24 Ağustos 1516), yalnızca bir zafer değil, aynı zamanda bölgesel dengeleri kökten değiştiren stratejik bir dönüm noktasıdır. Yavuz Sultan Selim ile Memlük Sultanı Kansu Gavri arasında, bugünkü Suriye topraklarında, Halep yakınlarında gerçekleşen bu savaş, Osmanlı İmparatorluğu'nun İslam dünyasının liderliğini ele geçirmesinin başlangıcı oldu.
Savaşın temelinde, Osmanlı ile Memlükler arasındaki siyasi ve ekonomik rekabet yatıyordu. Safevi tehdidine karşı doğu sınırını güvence altına almak isteyen Yavuz Sultan Selim, aynı zamanda Memlüklerin kontrolündeki kutsal toprakları (Hicaz) ve Baharat Yolu'nu ele geçirmeyi hedefliyordu. Memlüklerin, Osmanlı'ya karşı Safevilerle işbirliği yapması ise savaşın fitilini ateşledi.
İki ordu Mercidabık'ta karşılaştı. Osmanlı ordusunun üstün ateşli silah gücü (top ve tüfek) ve disiplini, ağırlıklı olarak geleneksel süvarilerden oluşan Memlük ordusuna karşı belirleyici üstünlük sağladı. Savaş, Osmanlıların kesin zaferi ve Sultan Kansu Gavri'nin savaş alanında ölümüyle sonuçlandı.
Bu zaferin önemi, kısa ve uzun vadeli sonuçlarından gelir:
Mercidabık Savaşı, Yavuz Sultan Selim'in "devlet kurucu" vizyonunun bir tezahürüdür. Sadece bir toprak kazanımı değil, Osmanlı İmparatorluğu'nu bir dünya gücü yapacak olan İslam birliği (ittihad-ı İslam) siyasetinin ilk adımıdır. Bu savaş, Osmanlı'nın doğuya yönelik politikasının şekillenmesinde ve "Yavuz" olarak anılan padişahın sert ve kararlı liderlik stilinin anlaşılmasında kilit bir olay olarak tarihteki yerini korumaktadır.