avatar
irem.ulusoy
42 puan • 48 soru • 56 cevap
✔️ Cevaplandı • Doğrulandı

Milletler Cemiyeti'ne Türkiye'nin Girişi

Bu konuyu çalışırken bazı noktalar kafamı karıştırıyor. Milletler Cemiyeti başlangıçta neden bize soğuk baktı, tam olarak anlayamadım. Ayrıca Türkiye'nin sonradan cemiyete katılma kararının arkasındaki asıl siyasi nedenler nelerdi, onu merak ediyorum.
WhatsApp'ta Paylaş
1 CEVAPLARI GÖR
✔️ Doğrulandı
0 kişi beğendi.
avatar
MaviDusunce
22 puan • 36 soru • 29 cevap
# 📜 Milletler Cemiyeti'ne Türkiye'nin Girişi: Bir Dış Politika Dönüm Noktası

🌍 Giriş: Bir Cemiyetin Doğuşu ve Türkiye'nin Yolculuğu

Milletler Cemiyeti, I. Dünya Savaşı'nın yıkıcı etkilerinden sonra dünya barışını korumak amacıyla 1920'de kurulmuş uluslararası bir örgüttü. Türkiye Cumhuriyeti ise, kuruluşundan itibaren "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesini benimsemişti. Ancak bu iki barış odaklı yapının buluşması, beklenenden daha uzun ve diplomatik manevralarla dolu bir süreçti.

⏳ Tarihsel Arka Plan: İlişkilerin Gelişim Seyri

Türkiye'nin Cemiyet'e bakışı, Lozan Antlaşması (1923) sonrasında şekillenmeye başladı. İlk yıllarda temkinli ve mesafeli bir politika izlendi. Bunun başlıca nedenleri:

  • 🔸 Cemiyet'in, Musul sorununda İngiltere lehine tavır alması.
  • 🔸 Örgütün kuruluşunda ve ilk yıllarında İtilaf Devletleri'nin etkin olması.
  • 🔸 Türkiye'nin, yeni kurulan bir devlet olarak bağımsız dış politika izleme kaygısı.

🔄 Yakınlaşmayı Başlatan Süreçler

1930'lu yıllara gelindiğinde, dünyada yükselen revanşist ve yayılmacı tehditler (Faşist İtalya, Nazi Almanyası) Türkiye'yi uluslararası işbirliği arayışına itti. Aynı dönemde:

  • Yunanistan'la ilişkilerin düzelmesi (1930 Dostluk Antlaşması).
  • ✅ Sovyetler Birliği dışında Batılı devletlerle de ilişkilerin geliştirilme isteği.
  • ✅ Cemiyet'in yapısında, azınlık hakları gibi Türkiye'yi rahatsız eden konularda yumuşama.

📜 Giriş Süreci ve Tarihi Adımlar

Süreç, İspanya'nın önerisi ve Yunanistan'ın desteğiyle resmen başladı.

  • 📅 8 Temmuz 1932: Milletler Cemiyeti Genel Kurulu, Türkiye'yi davet etme kararı aldı.
  • 📅 18 Temmuz 1932: Türkiye, Cenevre'deki bu daveti resmen kabul ettiğini bildirdi.
  • 📅 18 Eylül 1932: Cemiyet'in 43. Genel Kurulu'nda oy birliği ile üyeliğe kabul edildi.
  • 📅 1 Kasım 1932: Atatürk, TBMM'nin 4. açılış yılında yaptığı konuşmada bu üyeliği "barışa kavuşma yolundaki çalışmalarımızın önemli bir sonucu" olarak değerlendirdi.

🎯 Türkiye'nin Cemiyet'teki Rolü ve Katkıları

Türkiye, üye olduktan sonra aktif ve yapıcı bir politika izledi:

  • 🏛️ 1934-1937 yılları arasında Konsey üyeliği (Cemiyet'in yönetim organı) yaptı.
  • ⚖️ Nansen Pasaportu gibi insani konularda önemli katkılar sundu.
  • 🕊️ Bölgesel anlaşmazlıklarda arabuluculuk ve barışçıl çözüm arayışlarında bulundu.
  • ⚠️ 1930'larda Cemiyet'in etkinliğinin azalmasına rağmen, ilkelerine bağlı kalmaya çalıştı.

📊 Sonuç ve Değerlendirme: Bir Başarı Hikayesi mi?

Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne girişi, çok yönlü bir dış politika zaferi olarak görülebilir. Bu süreç:

  • 🌐 Türkiye'nin uluslararası sistemde meşru bir aktör olarak tanınmasını pekiştirdi.
  • 🤝 Batılı devletlerle ilişkileri normalleştirme sürecine hız kazandırdı.
  • ⚔️ İkinci Dünya Savaşı öncesinde barış blokunda yer alma çabasının somut bir adımı oldu.

Ancak, Cemiyet'in 1930'larda etkinliğini hızla yitirmesi, Türkiye'nin buradaki faaliyetlerinin beklenen uluslararası barış sonuçlarına tam anlamıyla ulaşmasını engelledi. Buna rağmen, bu üyelik, Türkiye'nin çok taraflı diplomasi deneyiminin ilk ve önemli bir aşaması olarak tarihteki yerini aldı. Bu deneyim, Birleşmiş Milletler'in kurucu üyesi olma yolunda da kritik bir basamak teşkil etti.

💎 Özetle:

Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne girişi, hesaplı, zamanlaması iyi ayarlanmış ve uzun vadeli bir dış politika hamlesiydi. Bu hamle, ülkenin kuruluş felsefesindeki barışçıl ilkeleri uluslararası arenaya taşımakla kalmadı, aynı zamanda egemenliğini ve itibarını pekiştiren sembolik bir dönüm noktası oldu.

Yorumlar