Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatındaki askerî ve siyasî kariyerinin dönüm noktalarından biri, hiç şüphesiz Sofya Ataşemiliterliği görevidir. 1913-1915 yılları arasında gerçekleşen bu görev, onun sadece bir asker olarak değil, bir diplomat ve geleceğin devlet kurucusu olarak yetişmesinde kritik bir rol oynamıştır. Bu dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nun son demlerinde, genç bir kurmay subayın ufkunu genişleten bir "Avrupa tecrübesi" olarak tarihe geçmiştir.
1913 yılında, Osmanlı Devleti Balkan Savaşları'nın yıkıcı etkilerini yaşamış ve toprak kayıplarına uğramıştı. Bu dönemde, orduda modernleşme çabaları hız kazanmıştı. Mustafa Kemal, 1911-1912'deki Trablusgarp Savaşı'ndaki başarılarıyla dikkat çeken yetenekli bir kurmay yarbaydı. Ancak, o dönemdeki üstleriyle (özellikle Enver Paşa ile) olan görüş ayrılıkları ve siyasî çekişmeler, onun merkezdeki etkin görevlerden bir süreliğine uzaklaştırılmasına neden oldu. Bu bağlamda, 27 Ekim 1913'te Sofya Askerî Ataşesi olarak atanması, bir nevi "nakil" veya "kenara çekilme" olarak değerlendirilse de, Mustafa Kemal bu fırsatı kendi gelişimi için benzersiz bir öğrenme sürecine dönüştürdü.
Sofya'da geçirdiği yaklaşık bir buçuk yıl boyunca Yarbay Mustafa Kemal'in resmî görevi, Bulgaristan ordusunun askerî yapısını, teknolojisini, doktrinlerini ve genel durumunu izleyerek Osmanlı Harbiye Nezareti'ne raporlamaktı. Ancak onun faaliyetleri bunun çok ötesine geçti:
Mustafa Kemal, ataşemiliterlik görevini sürdürürken, I. Dünya Savaşı patlak verdi. Osmanlı Devleti'nin de savaşa girmesiyle birlikte, aktif komuta görevi almak için ısrarla İstanbul'a başvuruda bulundu. Sonunda, talebi kabul edildi ve 20 Ocak 1915'te Sofya'daki görevinden ayrılarak yurda döndü. Kendisine teklif edilen Sofya'daki rahat ve göz önündeki hayatı reddederek, cephede savaşmayı tercih etmesi, onun karakterini ve vatanseverliğini ortaya koyan önemli bir karardı. Kısa bir süre sonra, 19. Tümen Komutanı olarak atanacak ve tarihin seyrini değiştirecek Çanakkale Savaşı'ndaki destansı mücadelesine başlayacaktı.
Mustafa Kemal'in Sofya Ataşemiliterliği, onun kişisel ve profesyonel gelişiminde bir milat niteliğindedir. Bu görev;
Dolayısıyla, Sofya'daki bu görev, Mustafa Kemal'i sadece "Anafartalar Kahramanı" yapacak sürece hazırlamakla kalmadı, aynı zamanda onu "Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu" olmaya giden yolda önemli donanımlarla besledi. Tarih, bu görevi, bir liderin küllerinden doğacağı büyük dönüşümün provası olarak kaydetmiştir.