Doğamız ve yetiştirilme tarzımız, kim olduğumuzu şekillendiren iki temel faktördür. Bu iki unsur, davranışlarımızın kökeninde yatan öğrenilmiş davranışlar ve içgüdüler arasındaki ince çizgiyi belirler. Gelin, bu iki kavram arasındaki farkları derinlemesine inceleyelim.
İçgüdüler, bir canlının doğuştan getirdiği, herhangi bir öğrenme sürecine ihtiyaç duymadan sergilediği davranışlardır. Bu davranışlar, türün hayatta kalma şansını artırmak için genetik olarak kodlanmıştır.
Öğrenilmiş davranışlar ise, bir canlının yaşamı boyunca deneyimler yoluyla kazandığı ve kalıcı olarak değiştirdiği davranışlardır. Bu davranışlar, çevreye uyum sağlamamıza ve problem çözme becerilerimizi geliştirmemize yardımcı olur.
İçgüdüsel ve öğrenilmiş davranışlar arasındaki temel farklar şu şekilde özetlenebilir:
İçgüdüler ve öğrenilmiş davranışlar birbirinden tamamen bağımsız değildir. Çoğu zaman, bu iki tür davranış birbiriyle etkileşim halindedir. Örneğin, bir kuşun yuva yapma içgüdüsü vardır, ancak yuvanın nasıl yapılacağını öğrenmesi, çevresindeki malzemelere ve deneyimlerine bağlıdır.
Sonuç olarak, hem içgüdüler hem de öğrenilmiş davranışlar, hayatta kalmamız ve gelişmemiz için gereklidir. İçgüdüler bize temel yeteneklerimizi sağlarken, öğrenilmiş davranışlar çevreye uyum sağlamamıza ve potansiyelimizi gerçekleştirmemize yardımcı olur.