Ozon seyrelmesi, Dünya'nın stratosfer tabakasında bulunan ozon (\(O_3\)) gazının yoğunluğunun azalmasıdır. Bu olay, özellikle Antarktika üzerinde her yıl tekrarlanan ve "ozon deliği" olarak adlandırılan büyük bir seyrelme bölgesiyle dikkat çeker. Ancak bu gerçek bir delik değil, ozon konsantrasyonunun normalin çok altına düştüğü bir bölgedir.
Seyrelmenin başlıca sorumlusu, insan yapımı kimyasal bileşikler olan Kloroflorokarbonlar (CFC'ler)'dir. Bu maddeler:
CFC'ler atmosfere karıştığında çok kararlıdır ve yıllarca bozulmadan kalabilir. Stratosfere ulaştıklarında ise güçlü güneş ışınlarına maruz kalırlar ve parçalanırlar. Bu parçalanma sonucu açığa çıkan klor (Cl) atomları, ozon moleküllerini yok eden bir zincirleme reaksiyonu başlatır.
Klor atomu, bir ozon molekülüne saldırır ve onu parçalar:
\(Cl + O_3 \rightarrow ClO + O_2\)
Oluşan klor monoksit (ClO) daha sonra serbest bir oksijen atomu ile reaksiyona girerek klor atomunu tekrar serbest bırakır:
\(ClO + O \rightarrow Cl + O_2\)
Serbest kalan bu klor atomu, on binlerce ozon molekülünü yok edebilene kadar aynı döngüyü tekrarlar. Bu, ozon tabakasında hızlı bir tahribata yol açar.
1987'de imzalanan Montreal Protokolü, ozon tabakasına zarar veren CFC'ler gibi maddelerin üretimini ve kullanımını aşamalı olarak durdurmayı hedeflemiştir. Bu uluslararası anlaşma, çevre sorunlarıyla mücadelede en başarılı örneklerden biridir.
💡 Özetle: Ozon seyrelmesi, insanların ürettiği CFC gazlarının neden olduğu, ozon tabakasının incelmesi durumudur. Bu durum, daha fazla zararlı UV ışınının yeryüzüne ulaşmasına neden olur. Ancak alınan küresel önlemler sayesinde problem çözülme yolundadır.