avatar
furkan-hsn
12 puan • 53 soru • 45 cevap
✔️ Cevaplandı • Doğrulandı

Saltanatın kaldırılması laiklik yolunda atılan ilk adım mıdır

Bu konuyu tam olarak anlayamadım. Saltanatın kaldırılmasının laiklikle doğrudan bir bağlantısı var mı yoksa farklı bir amacı mı vardı? Yönetim şekli değişikliği ile laiklik arasındaki ilişkiyi kurmakta zorlanıyorum.
WhatsApp'ta Paylaş
1 CEVAPLARI GÖR
✔️ Doğrulandı
0 kişi beğendi.
avatar
musty1995
1770 puan • 51 soru • 256 cevap
# 🏛️ Saltanatın Kaldırılması: Laiklik Yolunda Atılan İlk Adım Mı?

Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde, köklü değişimler birbirini izlemiş ve yeni bir devlet modelinin temelleri atılmıştır. Bu dönüşümler arasında, 1 Kasım 1922 tarihinde gerçekleşen saltanatın kaldırılması, tartışmasız en radikal adımlardan biridir. Peki, bu tarihi karar, Türkiye'nin laik bir devlet olma yolundaki ilk ve en kritik adımı mıydı? Bu sorunun cevabını, dönemin koşullarını ve sonuçlarını inceleyerek arayalım.

📜 Tarihsel Bağlam: Ne Oldu?

Saltanatın kaldırılması, Osmanlı Devleti'nin siyasi varlığına resmen son verdi. TBMM'nin çıkardığı kanunla, İstanbul'daki padişahlık makamı kaldırıldı ve egemenlik kayıtsız şartsız millete verildi. Son padişah VI. Mehmed Vahdettin ülkeyi terk etti. Bu karar, fiilen devam eden "ikili yapıyı" (Ankara Hükümeti - İstanbul'daki Padişah) ortadan kaldırarak, ulusal egemenlik ilkesini somutlaştırdı.

⚖️ Laiklik ile Doğrudan Bir İlişkisi Var Mıydı?

Saltanatın kaldırılmasının ardındaki temel gerekçe, siyasi egemenliğin millete geçmesiydi. Laiklik ise, din ve devlet işlerinin ayrılmasını, hukuk ve toplumsal yaşamın dini kurallardan bağımsız hale gelmesini hedefler. Dolayısıyla, bu iki kavram doğrudan aynı şey değildir. Ancak derinlemesine bakıldığında, saltanatın kaldırılmasının laikliğe giden yolu döşeyen en önemli hazırlık adımı olduğu görülür. Nedenleri şunlardır:

  • 🔄 Hilafet ve Saltanat Ayrımı: Saltanat (siyasi güç) kaldırılırken, halifelik (dini liderlik) sembolik olarak bir süre daha korundu. Bu ayrım, dini otorite ile siyasi otoritenin farklı şeyler olduğunu pratikte göstermiş, laik düşünceye zemin hazırlamıştır.
  • 👑 Kutsal Monark Modelinin Yıkılışı: Osmanlı padişahı, "Zillullah fil-arz" (Allah'ın yeryüzündeki gölgesi) sıfatı taşıyordu. Bu kutsal siyasi otoritenin ortadan kalkması, devlet başkanlığının ilahi değil, beşeri ve seçime dayalı bir makam haline gelmesinin önünü açtı.
  • 🏛️ Tek ve Milli Egemenlik: Laik devletin temelinde, yasama yetkisinin dini kaynaklardan değil, milli iradeden alınması yatar. Saltanatın kaldırılması, bu milli iradenin (TBMM) tek ve tartışılmaz merci olduğunu ilan etti.

🚀 Laikliğe Giden Yol Haritasındaki Yeri

Saltanatın kaldırılması, laikleşme sürecinin başlangıç noktası olarak görülebilir. Bu adımı, diğer devrimler izlemiş ve laik devlet yapısı pekişmiştir:

  1. Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922): Siyasi otoritenin dini kökenlerinden soyutlanmasının ilk hamlesi.
  2. Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923): Milli egemenlik fikrinin rejim olarak teyidi.
  3. Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924): Laikliğe giden yoldaki en net ve kesin adım. Tüm dini-siyasi yetkilerin devletten ayrılması.
  4. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1924 Anayasası) ve Diğer Kanunlar: Hukuk sisteminin modernleştirilmesi.

🎯 Sonuç ve Değerlendirme

Saltanatın kaldırılması, teknik olarak doğrudan "devletin laikleştirilmesi" kararı olmasa da, psikolojik, siyasi ve kurumsal açıdan laikliğin ön koşulunu oluşturmuştur. Çünkü:

  • 💡 Bin yıllık bir geleneği ve kutsal siyasi otorite anlayışını yıkarak zihniyet dönüşümünü başlattı.
  • 🛡️ Laik devrimlerin en zoru olan hilafetin kaldırılması için toplumu ve siyasi zemini hazırladı.
  • 📈 Egemenliğin kaynağını dinden millete taşıdı. Bu, laik demokrasinin olmazsa olmazıdır.

💎 Özetle

Evet, saltanatın kaldırılması laiklik yolunda atılan ilk ve en cesur adımdır. Bu adım olmadan, sonraki laikleşme reformlarını hayata geçirmek çok daha zor, belki de imkansız olabilirdi. Türkiye'nin laik cumhuriyet olma yolculuğu, işte bu köklü siyasi otorite değişimiyle fiilen başlamıştır.

Bu nedenle, saltanatın ilgası sadece bir rejim değişikliği değil, aynı zamanda yeni Türk devletinin felsefi ve ideolojik kimliğinin inşasındaki temel taşlardan biridir.

Yorumlar