Klasik Türk edebiyatının en zarif ve müziksel nazım biçimlerinden biri olan şarkı, özellikle Lale Devri'nde altın çağını yaşamıştır. Bu yazıda, şarkı türünün özelliklerini ve onu zirveye taşıyan büyük usta Nedim'i inceleyeceğiz.
Nedim (1681-1730), Lale Devri'nin coşkun ruhunu şiirlerine en iyi yansıtan şairdir. İstanbul Türkçesini zarif bir şekilde kullanması, yaşama sevincini dizelerine taşıması ve şarkı türünü mükemmelleştirmesiyle tanınır.
"Bu şehr-i Stanbul ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedadır
Bir gevher-i yekpâre iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezadır"
Bu dizelerde Nedim, İstanbul'a olan hayranlığını ve şehrin eşsiz güzelliğini coşkulu bir dille anlatmaktadır.
Nedim, divan edebiyatında Mahallileşme Akımı'nın en önemli temsilcisidir. Şiirlerinde İstanbul Türkçesini kullanması, yerli yaşamı ve gündelik hayatı işlemesi onu diğer divan şairlerinden ayıran en belirgin özelliklerdir.
Şarkı türü, divan edebiyatının en canlı ve müziksel biçimlerinden biridir. Nedim ise bu türü zirveye taşıyarak, sadece kendi dönemine değil, sonraki nesillere de ilham vermiştir. Onun şiirleri, hem edebi değeri hem de tarihi belge niteliği taşıması açısından Türk edebiyatının en değerli hazineleri arasındadır.