Osmanlı Devleti'nin Rumeli'deki ilerleyişi, 1364 yılında gerçekleşen Sırpsındığı Savaşı ile kritik bir eşiği aştı. Bu savaş, Osmanlı'nın Balkanlar'daki varlığını kalıcı hale getiren ve Avrupa'nın güçlü devletlerine karşı kazandığı ilk büyük meydan muharebesi olarak tarihe geçti. Peki bu önemli savaş nasıl gelişti ve sonuçları neler oldu?
Osmanlılar, Orhan Bey döneminden itibaren Rumeli'ye geçmiş ve Çimpe Kalesi'ni ele geçirerek burada bir üs kurmuşlardı. I. Murat (Hüdavendigar) tahta geçtikten sonra bu ilerleyiş hız kazandı. Edirne'nin 1361'de fethi, Balkan devletlerini ve Papa V. Urban'ı harekete geçirdi.
Haçlı İttifakı şu güçlerden oluşuyordu:
Bu ittifakın amacı, Osmanlıları Balkanlar'dan tamamen atmak ve Edirne'yi geri almaktı.
Savaş, 1364 yılının Ekim ayında Edirne yakınlarındaki Sırpsındığı (Sırpların kırıldığı yer) bölgesinde gerçekleşti. Bazı kaynaklarda Çirmen Muharebesi olarak da geçer.
Sayıca üstün olan Haçlı ordusuna karşı I. Murat, savaş meydanında doğrudan bir çatışmaya girmek yerine, Lala Şahin Paşa ve Hacı İlbeyi gibi komutanlarına akıncı birlikleriyle düşmanı yıpratma görevi verdi. Osmanlı ordusunun hafif süvari birlikleri (akıncılar), gece baskınları ve vur-kaç taktikleriyle Haçlı ordusunu yıprattı.
Haçlı ordusu Meriç Nehri'ni geçip Edirne'ye doğru ilerlerken, Hacı İlbeyi komutasındaki Osmanlı akıncıları, düşmanın nehir geçişi sonrası dağınık halde ve savunmasız olduğu bir anda gece baskını düzenledi. Bu ani saldırı, Haçlı ordusunda büyük bir paniğe yol açtı.
Sırpsındığı Savaşı, Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'daki fethinin sistemli hale geldiği ilk büyük zaferdir. Bu savaşla birlikte:
1. Osmanlı'nın "gaza" ideolojisi Balkanlarda somut bir başarıya dönüştü.
2. Akıncı birliklerinin ve vur-kaç taktiklerinin etkinliği kanıtlandı.
3. Avrupa devletleri, Osmanlı'yı artık ciddi bir tehdit olarak görmeye başladı.
4. I. Murat'ın "Sultan-ı İklim-i Rum" (Rum diyarının sultanı) unvanını almasının yolu açıldı.
Sırpsındığı Savaşı (1364), Osmanlı tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu zafer, küçük bir beylikten imparatorluğa giden yolda, Osmanlı'nın sadece Anadolu'da değil, Avrupa'da da güçlü bir aktör olduğunu gösterdi. Edirne'nin başkent yapılması ve Balkan fetihlerinin sistemli hale gelmesi, bu savaşın stratejik sonuçları arasındadır. Osmanlı'nın Avrupa'daki 550 yıllık serüveni, işte bu "Sırpların kırıldığı" mevkide kazanılan zaferle başlamış sayılır.