Merhaba arkadaşlar! Bugünkü Türkçe dersimizde adların (isimlerin) çok önemli bir özelliğini öğreneceğiz: Somut ve Soyut Adlar. Bu konuyu iyi anlarsak, okuduğumuz metinleri daha iyi kavrar ve kendi yazılarımızı daha zengin bir şekilde yazabiliriz. Haydi başlayalım!
Öncelikle hatırlayalım: Canlı, cansız tüm varlıkları, duygu ve düşünceleri karşılayan sözcüklere ad (isim) denir. Örneğin: kedi, masa, Ankara, sevgi, rüya birer addır.
Beş duyu organımızdan (görme, işitme, koklama, tatma, dokunma) en az biriyle algılayabildiğimiz varlıkların adlarıdır. Yani gözle görebildiğimiz, elle tutabildiğimiz, sesini duyabildiğimiz şeylerin isimleri somuttur.
Kural: Bir varlığı algılamak için beş duyudan sadece birini kullanmamız yeterlidir. Örneğin "rüzgar"ı göremeyiz ama hissedebilir ve sesini duyabiliriz. O yüzden somut bir addır.
Beş duyu organımızla doğrudan algılayamadığımız, sadece zihnimizde ve iç dünyamızda var olan kavramların adlarıdır. Bunları göremeyiz, tutamayız, ancak hisseder ve düşünürüz.
Önemli Not: "Melek" veya "peri" gibi varlıklar gerçek hayatta beş duyumuzla algılayamadığımız için soyut addır. Ancak masallarda ve çizimlerde somut bir şekilde gösterilebilirler.
Bir adın somut mu soyut mu olduğunu anlamak için kendimize şu sihirli soruyu soralım:
"Bu varlığı görebilir, duyabilir, koklayabilir, tadabilir veya dokunabilir miyim?"
"Arkadaşlık çok değerlidir." cümlesindeki "arkadaşlık" somut mu soyut mu?
Düşünelim: Arkadaşlığı görebilir miyiz? Tutabilir miyiz? Hayır. Arkadaşlık bir duygu ve ilişki biçimidir, sadece içimizde hissederiz. O halde SOYUT bir addır.
Harikasınız! 🎉 Artık somut ve soyut adları biliyorsunuz. Okuduğunuz kitaplarda veya yazdığınız yazılarda karşılaştığınız adları bu şekilde incelemeyi unutmayın. Bir sonraki derste görüşmek üzere!