Jean Piaget’in bilişsel gelişim kuramına göre Soyut İşlemler Dönemi, yaklaşık 12 yaş ve üzerindeki bireylerin düşünme sisteminde niteliksel bir sıçramayı ifade eder. Bu dönemde birey, somut nesnelerle sınırlı kalmadan tamamen zihinsel operasyonlar yapabilme, hipotezler kurma, sistematik akıl yürütme ve soyut kavramları anlama becerisi kazanır.
Artık çocuk, somut olarak deneyimlemediği olgular, felsefi sorular, ahlaki ikilemler, gelecek planları gibi soyut kavramlar üzerinde düşünebilir. Örneğin; "adalet", "özgürlük", "sevgi" gibi kavramları somut örnek olmadan tartışabilir.
Bu dönemde birey, "eğer... o zaman..." şeklinde hipotezler kurabilir ve bu hipotezleri sistematik şekilde test edebilir. Bilimsel düşüncenin temelini oluşturan bu beceri, problem çözmede tüm olasılıkları değerlendirmeyi sağlar.
Mantıksal önermeleri, somut içeriklerinden bağımsız olarak değerlendirebilme yeteneğidir. Örneğin: "Tüm insanlar ölümlüdür. Sokrates bir insandır. O halde Sokrates de ölümlüdür." gibi bir çıkarımı anlayıp uygulayabilir.
Birden fazla değişkeni aynı anda düşünüp, olası tüm kombinasyonları göz önünde bulundurabilme becerisi gelişir. Bu, karmaşık deney tasarımlarını anlama ve olasılık hesaplamaları yapabilme kapasitesini gösterir.
David Elkind, Piaget’in kuramını genişleterek soyut işlemler dönemine özgü bir sosyal-bilişsel özellik tanımlamıştır: Ergen Benmerkezciliği. Bu, ergenin kendi düşünce ve deneyimlerine aşırı odaklanması ve başkalarının perspektifini alamaması durumudur.
Ergen, sürekli olarak başkalarının (özellikle akranlarının) kendisini izlediğine ve değerlendirdiğine inanır. Bu nedenle:
Bu durum aslında ergenin kendi benliğine duyduğu yoğun ilginin bir yansımasıdır; kendisi kendisiyle bu kadar meşgul olduğu için başkalarının da öyle olduğunu varsayar.
Ergen, kendisini benzersiz, özel ve yenilmez görme eğilimindedir. Bu şu inançlarla kendini gösterir:
Ergen benmerkezciliği, soyut düşünme becerisinin yeni kazanılmasının doğal bir yan ürünüdür. Ergen, artık başkalarının zihninde neler olabileceğini soyut olarak düşünebilir, ancak bu beceri henüz oturmadığı için onu doğru şekilde uygulayamaz. Zamanla, sosyal etkileşimler ve deneyimlerle bu benmerkezcilik azalır ve yerini daha gerçekçi bir benlik algısı ve başkalarını anlama becerisi alır.
Eğitimciler ve ebeveynler için çıkarım: Ergenin bu dönemdeki davranışları "şımarıklık" veya "asiilik" olarak değil, bilişsel gelişimin doğal bir parçası olarak görülmeli, sabırla ve anlayışla yaklaşılmalı, onlara farklı perspektifleri deneyimleyebilecekleri güvenli ortamlar sunulmalıdır.
Sonuç olarak, Soyut İşlemler Dönemi insan düşüncesinin en karmaşık ve yaratıcı formuna ulaştığı evredir. Ergen benmerkezciliği ise bu muazzam zihinsel becerinin henüz sosyal zeminde ustalaşmamış halidir. Her ikisi de sağlıklı gelişimin temel taşlarıdır. 🌈