Stephen William Hawking, yalnızca 20. yüzyılın değil, tüm zamanların en etkileyici bilim insanlarından biridir. 8 Ocak 1942'de, Galileo'nun ölümünün 300. yıldönümünde doğan Hawking, kozmoloji ve kuantum fiziği alanında yaptığı çığır açıcı çalışmalarla, evren anlayışımızı kökten değiştirdi. Ancak onu efsane yapan, yalnızca bilimsel katkıları değil, amyotrofik lateral skleroz (ALS) teşhisi konulduktan sonra bile azmi ve entelektüel merakından vazgeçmeyişidir.
21 yaşında nadir görülen bu nörolojik hastalığa yakalanan ve doktorların yalnızca birkaç yıl ömür biçtiği Hawking, tekerlekli sandalyeye bağlı kalmasına ve sonraları sesini de yitirmesine rağmen, bilimsel üretimini asla durdurmadı. Özel bir bilgisayar sistemi ve ses sentezleyici ile iletişim kurdu, dünyayı dolaştı, kitaplar yazdı ve halkı bilimle buluşturdu. 14 Mart 2018'de, Einstein'ın doğum gününde hayata veda etti.
1988'de yayınlanan Zamanın Kısa Tarihi: Büyük Patlamadan Karadeliklere, Hawking'i dünya çapında bir ikon haline getirdi. Kitap, karmaşık fizik ve kozmoloji konularını, teknik terimlerden ve denklemlerden (yalnızca ünlü \(E=mc^2\) dahil) mümkün olduğunca arındırarak herkesin anlayabileceği bir dille anlatmayı amaçlıyordu.
Kitap, popüler bilim yazınında bir dönüm noktası oldu. Milyonlarca satarak, insanların evren, varoluş ve tanrı kavramları üzerine düşünmesini sağladı. Hawking, bu kitapla, bilimi akademinin ve laboratuvarların dışına çıkarıp herkesin oturma odasına taşıdı.
Hawking, Roger Penrose ile birlikte, Einstein'ın Genel Görelilik Teorisinin, uzay-zamanın bir tekillikte, yani Büyük Patlama'da başladığını ima ettiğini gösterdi. Kara deliklerle ilgili çalışmaları, termodinamik ve kuantum mekaniği arasında beklenmedik bir köprü kurdu. Onun en unutulmaz yanı, insan zihninin sınırlarının, bedenin sınırlarından çok daha geniş olduğunu tüm dünyaya ispat etmesiydi.
"Kara deliklerin bile buhar olup yok olabileceğini öğrendiğimize göre, hiçbir şeyin kaçınılmaz ve ebedi olmadığını bilmeliyiz." diyen Hawking, Zamanın Kısa Tarihi ile hepimize evrenin muazzamlığı karşısında hem alçakgönüllü olmayı, hem de onu anlama cesaretini göstermeyi öğretti. O, yalnızca bir fizikçi değil, aynı zamanda insan ruhunun zaferinin de bir simgesidir.