Sünnetullah, Arapça bir kelime olup "Allah'ın sünneti" veya "Allah'ın yolu/kanunu" anlamına gelir. Bu terim, evrende ve toplumlarda geçerli olan, Allah tarafından konulmuş değişmez yasaları ve kuralları ifade etmek için kullanılır.
Sünnetullah, iki ana alanda işler:
Kur'an-ı Kerim'de, önceki toplumların başına gelenler anlatılırken sık sık "sünnetullah"a atıf yapılır. Bu, aynı sebeplerin aynı sonuçları doğuracağını vurgulamak içindir.
📖 "Senden önce de peygamberlerle alay edilmişti. Ama sonunda, alay ettikleri şey, onları kuşatıverdi." (Ra'd Suresi, 32. Ayet meali)
Sünnetullah, sebepler dünyasında geçerli olan yasalardır. Dua ise, bu sebepler dünyasının ötesinde, Allah'tan bir şeyi istemektir. İkisi birbirini dışlamaz. Bir çiftçi, "sünnetullah" gereği tarlasını sürer, eker, sularken aynı zamanda "dua" ederek Allah'tan bereket ister. Hem çalışmak (sebebe sarılmak) hem de dua etmek, Müslüman'ın hayat tarzıdır.
Sünnetullah kavramı, Müslüman'a şu bakış açısını kazandırır: Evren ve tarih, anlamsız ve rastgele olayların yeri değil; anlaşılabilir, üzerinde düşünülebilir ve ibret alınabilir bir düzendir. Bu nedenle, hem doğa bilimlerini öğrenmek hem de tarihten ders çıkarmak, bir Müslüman için önemli bir sorumluluktur.