İngilizce öğrenen herkesin en erken karşılaştığı ve en sık kullanılan fiillerden biri "think"tir. Türkçe'de karşılığı "düşünmek" olan bu fiil, zihinsel faaliyetlerimizi ifade etmenin yanı sıra, birçok farklı bağlamda fikir belirtmek, niyet açıklamak veya tahminde bulunmak için de kullanılır. Bu yazıda, "think" fiilini tüm yönleriyle ele alacağız.
"Think", zihni kullanarak fikir üretmek, bir konu hakkında kafa yormak, değerlendirme yapmak veya inanmak anlamlarına gelir. Sadece soyut bir eylem değil, günlük konuşmanın da vazgeçilmez bir parçasıdır.
"Think" fiili, yanına aldığı edatlara (prepositions) göre anlam incelikleri kazanır. İşte en sık karşılaşacağınız kalıplar:
Bir konu hakkında düşünmek, onu göz önünde bulundurmak anlamında kullanılır. Genellikle daha derinlemesine ve süreklilik arz eden düşünce süreçleri için tercih edilir.
"I'll think about your offer and give you an answer tomorrow." (Teklifin hakkında düşüneceğim ve yarın sana bir cevap vereceğim.)
Bir şeyi akla getirmek, hatırlamak veya bir fikir/fikri ürün ortaya atmak anlamlarında kullanılır. Aynı zamanda birine/şeye yönelik görüş belirtirken de kullanılır.
"Can you think of a good name for the project?" (Proje için iyi bir isim aklına geliyor mu?)
"What do you think of my new haircut?" (Yeni saç kesimim hakkında ne düşünüyorsun?)
Bir fikre veya inanca sahip olduğumuzu belirtmek için kullanılır. Günlük konuşmada "that" genellikle düşer.
"I think (that) you are absolutely right." (Bence kesinlikle haklısın.)
"Think" fiili, İngilizcede sadece "düşünmek"ten çok daha fazlasını ifade eden, dinamik bir kelimedir. Doğru edat ve kalıplarla kullanıldığında, fikirlerinizi çok daha net ve akıcı bir şekilde iletebilirsiniz. Anahtar, onu sadece bir fiil olarak değil, bir iletişim aracı olarak görmek ve pratik yapmaktır.