Aztek mitolojisinin kalbinde, gökyüzünün efendisi, savaşçıların koruyucusu ve yaşamın kaynağı olan Tonatiuh yer alır. Güneşin parlak yüzü, sadece günlük döngüyü değil, aynı zamanda evrenin sürekliliğini de temsil ederdi. Aztekler için Tonatiuh'un varlığı, düzenin ve dengenin güvencesiydi. Ancak bu ilahi varlığın gücünü koruması için sürekli bir beslenmeye ihtiyacı vardı: İnsan kanı.
İnsan kurbanı, modern bakış açısıyla dehşet verici olsa da, Aztekler için kozmik bir zorunluluktu. Onlara göre, güneşin her gün doğabilmesi ve insanlığa ışık verebilmesi için sürekli bir enerji kaynağına ihtiyacı vardı. Bu enerji, en değerli şey olan insan kanıyla sağlanıyordu. Kurban edilenler, tanrılara sunulan en kıymetli armağan olarak görülürdü ve bu eylem, toplumun refahı için hayati bir öneme sahipti.
Kurban törenlerinin bir diğer ürkütücü yönü ise Tzompantli adı verilen kafatası raflarıydı. Kurban edilenlerin kafatasları, bu özel yapılarda sergilenir ve tanrılara sunulan fedakarlığın bir kanıtı olarak kabul edilirdi. Tzompantli, Azteklerin ölüm ve yaşam arasındaki karmaşık ilişkisini anlamamıza yardımcı olan önemli bir semboldür.
Azteklerin insan kurbanı ritüelleri, modern dünyada büyük tartışmalara yol açmıştır. Ancak bu ritüelleri, kendi bağlamında anlamak önemlidir. Aztekler için kurban, sadece bir ölüm eylemi değil, aynı zamanda evrenin dengesini koruma ve yaşamı sürdürme çabasıydı. Tonatiuh'a adanan bu ritüeller, Aztek kozmolojisinin ve dini inançlarının derinliğini yansıtmaktadır.