Jeolojinin ve coğrafyanın en etkileyici süreçlerinden biri olan transgresyon, basitçe deniz seviyesinin yükselmesi veya kara kütlesinin çökmesi sonucunda, denizin karaya doğru ilerlemesi olayıdır. Bu süreç, Dünya'nın tarihi boyunca defalarca yaşanmış, kıyı çizgilerini, iklimi ve canlı yaşamını derinden etkilemiştir. Günümüzde ise iklim değişikliğiyle bağlantılı olarak yeniden gündeme gelmiştir.
Deniz ilerlemesi iki temel mekanizmayla oluşur:
Transgresyonun tam tersi olan süreç regresyon (deniz gerilemesi) olarak adlandırılır. Deniz seviyesinin düşmesi veya kara kütlesinin yükselmesiyle, kıyı çizgisi denize doğru ilerler ve daha önce deniz altında olan alanlar karaya dönüşür.
Jeologlar, geçmişteki deniz ilerlemelerini kayaların yapısından anlarlar. Transgresyon dizisi adı verilen ideal bir tabakalaşma modeli şöyledir:
Bu dizi, denizin zamanla karaya doğru ilerlediğinin ve daha derin deniz ortamlarının sığ ortamların üzerini örttüğünün kanıtıdır.
Dinozorların altın çağı olan Kretase döneminde (145-66 milyon yıl önce), küresel olarak sıcak bir iklim hüküm sürmüş ve kutuplardaki buzullar erimiştir. Bu, Dünya tarihinin en büyük transgresyonlarından birine yol açmış, karaların büyük kısmı sığ denizlerle kaplanmıştır. Bu dönemde biriken organik materyaller, günümüz petrol ve doğalgaz rezervlerinin önemli bir kısmını oluşturmuştur.
Yaklaşık 7.500 yıl önce, son Buzul Çağı'nın ardından eriyen buzulların suları Akdeniz’in seviyesini yükseltmiş ve bu sular İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e dolmuştur. Bu büyük bir transgresyon olayıdır ve bazı bilim insanları bu olayın Nuh Tufanı efsanesine kaynak olmuş olabileceğini düşünmektedir.
Günümüzde, insan kaynaklı küresel ısınma nedeniyle buzulların hızla erimesi ve okyanus sularının genleşmesi, yeni bir küresel transgresyon dönemini başlatmış durumdadır. Bu durum:
Transgresyon, Dünya'nın dinamik doğasının bir parçası olan, jeolojik zaman ölçeğinde tekrar eden bir olgudur. Geçmişte iklim değişiklikleri ve tektonik hareketlerle şekillenen bu süreç, şimdi insan faaliyetlerinin hızlandırdığı bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Geçmişteki transgresyonları anlamak, gelecekteki deniz seviyesi değişimlerini ve bunun getireceği zorlukları öngörebilmek için kritik öneme sahiptir.