Edebiyat tarihimizde dönüm noktası olan eserlerden biri, Namık Kemal’in kaleme aldığı İntibah'tır. 1876 yılında yayımlanan bu roman, genellikle "ilk edebî Türk romanı" olarak kabul edilir. Bu yazıda, İntibah'ın önemini, konusunu, karakterlerini ve edebiyatımızdaki yerini inceleyeceğiz.
Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat (1872) adlı eseri teknik olarak ilk Türkçe romandır. Ancak, İntibah, daha güçlü bir edebî üslup, sosyal eleştiri ve psikolojik tahliller içermesi nedeniyle "ilk edebî roman" unvanını almıştır. Namık Kemal, bu eserle Batılı roman tekniğini Türk edebiyatına uyarlamada önemli bir adım atmıştır.
Romanın tam adı İntibah: Sergüzeşt-i Ali Bey'dir. "İntibah" uyanış anlamına gelir. Hikâye, iyi eğitimli ancak tecrübesiz bir genç olan Ali Bey'in hayatı etrafında şekillenir.
Ali Bey, Mahpeyker’e aşık olur ve onun yüzünden servetini, itibarını kaybeder. Sonrasında Dilaşub ile evlenir ancak Mahpeyker’in entrikaları trajik bir sona yol açar.
Namık Kemal, bir vatansever ve yenilikçi aydın olarak, romanı sadece bir aşk hikâyesi olarak değil, topluma ders vermek amacıyla yazmıştır.
İntibah, Türk romanının gelişim çizgisinde bir mihenk taşıdır.
Namık Kemal’in İntibah'ı, Türk edebiyatında roman türünün ciddiye alınmasını sağlayan kurucu eserlerden biridir. Sadece "ilkler" listesinde yer almasından değil, taşıdığı derin sosyal mesajlar, güçlü karakterleri ve edebî değeriyle okunmaya ve üzerinde düşünülmeye devam eden bir klasiktir. Her edebiyat severin, Türk romanının doğuşunu anlamak için mutlaka okuması gereken bir başyapıttır.