Ülkemiz, coğrafi konumu ve topografyası sayesinde sayısız akarsuya ev sahipliği yapar. Bu akarsular, hem tarih boyunca medeniyetlere hayat vermiş hem de tarım, enerji ve ulaşım gibi alanlarda stratejik önem taşımıştır. Peki, bu su ağının en uzun üyesi hangisidir? Cevap, Anadolu'nun kadim nehri Kızılırmak'tır.
Kızılırmak, tamamen Türkiye sınırları içinde doğup denize dökülen en uzun nehirdir. Bu özelliği ona "Hudutsuz Nehir" unvanını da kazandırır.
Kızılırmak, antik çağlardan beri önemli bir sınır ve yaşam alanı olmuştur. Hititler döneminde kutsal kabul edilen nehir, ismini de bu dönemdeki "Marassantiya" adından sonra, suyunun getirdiği kırmızı renkli sedimentlerden (alüvyon) almıştır. Antik dönemdeki adı Halys'tir ve tarihte önemli sınırları belirlemiştir.
Üzerinde inşa edilen Hirfanlı, Kesikköprü, Kapulukaya ve Altınkaya gibi barajlar, hem enerji üretimi hem de sulama için hayati öneme sahiptir. Ayrıca, nehir vadisi, Hitit başkenti Hattuşaş'tan Kapadokya'nın peri bacalarına kadar pek çok tarihi ve doğal güzelliği içinde barındırır.
Türkiye'deki en uzun akarsuyun Kızılırmak olduğunu söylerken, genellikle bir karışıklık yaşanır. Fırat Nehri Türkiye'deki en uzun nehirdir (2.800 km'den fazla). Ancak Fırat, Türkiye'den doğup başka ülkelerden (Suriye, Irak) geçerek Basra Körfezi'ne dökülür. Kızılırmak ise tamamen Türkiye sınırları içinde kalan, yani iç akarsu statüsündeki en uzun nehirdir. Bu kritik ayrımı unutmamak gerekir.
Kızılırmak'ı, Türkiye topraklarındaki diğer uzun akarsular takip eder:
Sonuç olarak, Kızılırmak sadece bir coğrafi veri değil, Anadolu'nun kalbinden geçen, onu şekillendiren ve ona hayat veren tarihi bir mirastır. Uzunluğu, havzasının genişliği ve tamamen yerli oluşu ile Türkiye'nin su kaynakları içinde çok özel bir yere sahiptir.