Türkiye, coğrafi yapısı itibarıyla oldukça engebeli ve yüksek bir ülkedir. Ortalama yüksekliği 1132 metre olan Anadolu topraklarında, bazı bölgeler bu ortalamanın çok üzerine çıkar. Ülkenin en yüksek rakımlı bölgesi, adeta bir doğal kale gibi yükselen Doğu Anadolu Bölgesi'dir. Bu yazıda, bu görkemli coğrafyanın yüksekliğinin sırlarını, öne çıkan dağlarını ve bu durumun bölge yaşamına etkilerini keşfedeceğiz.
Doğu Anadolu Bölgesi'nin ortalama yüksekliği 2000-2200 metre arasındadır. Bu rakam, Türkiye ortalamasının neredeyse iki katıdır. Bölge, ülkenin en yüksek dağ sıralarını, geniş platolarını ve volkanik konilerini barındırır. Bu yükseklik, onu yalnızca Türkiye'nin değil, tüm Avrupa ve Ortadoğu'nun da en yüksek bölgelerinden biri yapar.
Doğu Anadolu, adeta bir "zirveler diyarı"dır. Türkiye'nin en yüksek 10 dağının neredeyse tamamı bu bölgede yer alır:
Yükseklik yalnızca dağlardan ibaret değildir. Bölgenin karakteri, Erzurum-Kars Platosu gibi geniş, yüksek düzlüklerle şekillenir. Bu platolar, 2000 metre civarındaki rakımlarıyla sert bir karasal iklimin ve bozkır bitki örtüsünün hakim olduğu alanlardır. Aynı zamanda, Fırat, Dicle ve Aras nehirlerinin derin ve sarp vadileri de bu yüksek coğrafyayı yararak geçer.
Bu kadar yüksek bir bölge olmanın hem zorlukları hem de güzellikleri vardır:
Türkiye'nin en yüksek rakımlı bölgesi olan Doğu Anadolu, sadece fiziki bir yükseklik değil, aynı zamanda bir kültür ve dayanıklılık yüksekliğini temsil eder. Görkemli dağları, uçsuz bucaksız platoları, sert iklimi ve bu koşullara uyum sağlamış yaşam biçimleriyle, ülkenin en özgün ve etkileyici coğrafyalarından biridir. Bu "çatı", Türkiye'nin doğal güzelliklerinin ve jeolojik çeşitliliğinin en ihtişamlı ifadesidir.