Türklerin sosyo-ekonomik hayatı ve şehirleşme özellikleri, tarih boyunca coğrafi koşullar, kültürel etkileşimler ve siyasi gelişmeler doğrultusunda şekillenmiştir. Göçebe yaşam tarzından yerleşik hayata geçiş, tarım, ticaret ve sanayi alanındaki gelişmeler, şehirlerin oluşumu ve gelişimi üzerinde derin izler bırakmıştır.
Göçebe Türk topluluklarında temel ekonomik faaliyet hayvancılıktı. At, koyun, keçi ve deve gibi hayvanlar, et, süt, yün ve deri gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında önemli rol oynuyordu. Ticaret, göçebe topluluklar için önemli bir gelir kaynağıydı. İpek Yolu üzerindeki Türkler, doğu ve batı arasında mal alışverişi yaparak ekonomik olarak güçlenmişlerdir.
Türklerin yerleşik hayata geçişiyle birlikte tarım önem kazanmıştır. Özellikle Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türkler, burada verimli topraklarda buğday, arpa, pamuk gibi ürünler yetiştirmişlerdir. Tarım, kırsal kesimde yaşayan insanların temel geçim kaynağı olmuştur.
Türklerde şehirleşme, İslamiyet'in kabulüyle birlikte hız kazanmıştır. Özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde şehirler, ticaret, kültür ve sanat merkezleri haline gelmiştir. Şehirlerde camiler, medreseler, hanlar, hamamlar ve çarşılar gibi yapılar inşa edilmiştir. Şehirler, aynı zamanda farklı etnik ve dini grupların bir arada yaşadığı merkezler olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyo-ekonomik hayat, tımar sistemi, vakıf sistemi ve lonca teşkilatları gibi kurumlar aracılığıyla düzenlenmiştir. Tımar sistemi, devletin memurlarına ve askerlerine toprak tahsis ederek vergi toplamalarını sağlamıştır. Vakıf sistemi, hayır kurumlarının kurulmasını ve sosyal hizmetlerin yürütülmesini desteklemiştir. Lonca teşkilatları, esnaf ve sanatkarların örgütlenmesini ve mesleki standartların korunmasını sağlamıştır.