Türkiye'nin en büyük ikinci gölü ve aynı zamanda en sığ göllerinden biri olan Tuz Gölü, ülkemizin adeta bir doğa harikasıdır. İsmini, suyunun yüksek oranda tuz içermesinden alan bu göl, hem coğrafi özellikleri hem de ekonomik değeri ile büyük önem taşır. Gelin, bu eşsiz gölü daha yakından tanıyalım.
Tuz Gölü, İç Anadolu Bölgesi'nde yer alır ve geniş bir alanı kaplar. Üç farklı ilin sınırları içerisinde bulunur ve bu iller arasında bir bağ oluşturur. Göl, ağırlıklı olarak Ankara, Konya ve Aksaray illerinin kesişim noktasında konumlanmıştır.
Bu üç il arasında kalan Tuz Gölü, kapalı bir havza özelliği gösterir. Yani, dışarıya akışı olmayan bir göldür. Bu durum, gölün tuzluluk oranının yüksek olmasının temel nedenidir.
Tuz Gölü, yaklaşık 1,665 km²'lik yüzölçümüyle Van Gölü'nden sonra Türkiye'nin ikinci büyük gölüdür. Ancak ortalama derinliği sadece 40-50 cm civarındadır. Yaz aylarında buharlaşmanın etkisiyle su seviyesi büyük ölçüde azalır ve göl yüzeyinin büyük bir kısmı tuzla kaplanır.
Türkiye'nin tuz ihtiyacının büyük bir bölümü Tuz Gölü'nden karşılanır. Göl, adeta doğal bir tuz fabrikası gibi çalışır. Yaz aylarında kurutma yöntemiyle elde edilen tuz, hem sofralık hem de sanayi tuzu olarak kullanılır.
Tuz Gölü ve çevresi, özellikle tuzcul bataklıklar ve step bitki örtüsüne ev sahipliği yapar. Aynı zamanda, nesli tükenme tehlikesi altında olan Anadolu'daki en büyük flamingo toplulukları burada kuluçkaya yatar. Bu nedenle göl, "Önemli Doğa Alanı" ve "Önemli Kuş Alanı" statülerine sahiptir.
Tuz Gölü, sadece Ankara, Konya ve Aksaray illeri arasında yer alan coğrafi bir oluşum değil, aynı zamanda ülkemizin önemli bir ekonomik ve ekolojik hazinesidir. Eşsiz manzarası, flamingoları ve devasa tuz kristalleri ile görülmeye değer bir doğa harikasıdır.