Doğu Afrika'nın incisi Uganda, doğal güzellikleri ve kültürel zenginliğiyle tanınır. Bu güzel ülkenin kalbi ise hiç şüphesiz başkenti Kampala'da atar. "Tepeler Şehri" olarak bilinen Kampala, Uganda'nın yalnızca idari merkezi değil, aynı zamanda ekonomik, kültürel ve sosyal hayatının da merkezidir.
Kampala, ülkenin güney kesiminde, Victoria Gölü'nün kuzey kıyılarına yakın bir konumda yer alır. Şehir, adını "impala" (bir antilop türü) kelimesinden alır ve tarihsel olarak Buganda Krallığı'nın av alanlarından biriydi. Bugün ise 1.5 milyonu aşan nüfusuyla Doğu Afrika'nın en dinamik metropollerinden biridir.
Buganda krallarının geleneksel mezarları, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alır ve Baganda kültürünün en önemli sembollerindendir.
Ülkenin en eski müzesi olan bu yapı, Uganda'nın zengin etnografik, arkeolojik ve doğal tarih koleksiyonlarını sergiler.
Doğu Afrika'nın en büyük açık hava pazarlarından biri olan Owino, Kampala'nın renkli, hareketli ve otantik atmosferini deneyimlemek için ideal bir yerdir.
Şehrin en eski katedrali, Kampala'nın tepelerinden birinde yer alır ve muhteşem şehir manzarası sunar.
Kampala, tropikal iklimin etkisi altındadır. İki yağışlı ve iki kurak mevsim yaşanır. Sıcaklıklar genellikle \(20^\circ C\) ile \(28^\circ C\) arasında değişir. Şehir, Entebbe Uluslararası Havalimanı'na yaklaşık 40 km uzaklıktadır ve gelişen bir karayolu ağına sahiptir. Şehir içi ulaşımda "boda boda" adı verilen motosiklet taksiler oldukça yaygın kullanılır.
Kampala, Uganda'nın sadece idari başkenti değil, aynı zamanda ruhudur. Tarihi dokusunu korurken modern bir metropole dönüşen bu şehir, misafirperver insanları, canlı kültürü ve doğal güzellikleriyle Afrika'nın en çekici başkentlerinden biri olmayı hak ediyor. Uganda'yı anlamak isteyen herkesin yolunun mutlaka Kampala'dan geçmesi gerekiyor.