avatar
✔️ Cevaplandı • Doğrulandı

Uygurlarda şehirleşme ve mimari

Bu konuyu çalışırken Uygurların yerleşik hayata nasıl geçtiklerini ve şehirler kurduklarını anlamaya çalışıyorum. Özellikle tapınak ve saray gibi yapıların özelliklerini karıştırıyorum, çünkü göçebe dönemden kalma alışkanlıklarla nasıl bir mimari geliştirdiklerini tam olarak kavrayamadım.
1 CEVAPLARI GÖR
✔️ Doğrulandı
0 kişi beğendi.
avatar
gorkem61
1350 puan • 0 soru • 96 cevap

Uygurlarda Şehirleşme ve Mimari

Uygurlar, Orta Asya Türk tarihinde yerleşik hayata geçen ve şehirler kuran ilk topluluklardan biridir. Bu geçiş, onların hem sosyal hem de kültürel hayatında büyük bir dönüşümü ifade eder.

Şehirleşmenin Gelişimi

Uygurlar, özellikle Karabalgasun (Ordu-Balık) başkenti olmak üzere, Tarım Havzası'nda ve İpek Yolu güzergâhında birçok şehir kurmuşlardır. Bu şehirler:

  • Ticaret Merkezleriydi: İpek Yolu'nun önemli durakları olarak, doğu ve batı arasında mal ve kültür alışverişini sağladılar.
  • Tarıma Dayalıydı: Yerleşik hayata geçmeleriyle birlikte gelişen tarım, şehirlerin beslenmesini ve büyümesini mümkün kıldı.
  • Savunma Amaçlıydı: Şehirler genellikle surlarla çevriliydi ve dış saldırılara karşı korunaklı bir yapıya sahipti.

Mimari Özellikler

Uygur mimarisi, hem kendi özgün stillerini hem de komşu kültürlerden (Çin, Hint, İran) etkileri barındırır. Başlıca mimari yapılar şunlardır:

  • Saraylar: Hükümdarlar için inşa edilen bu büyük yapılar, Uygur devlet anlayışının ve yönetim merkezlerinin gücünü yansıtıyordu. Çok odalı, geniş avlulu ve süslemeli yapılardı.
  • Tapınaklar ve Manastırlar: Uygurlar Maniheizm ve Budizm gibi dinleri benimsedikten sonra, bu dinlere ait tapınak ve manastırlar inşa ettiler. Bu yapılar genellikle kare veya dikdörtgen planlı olup, duvarları dinî figürlerle bezenmiş fresklerle (duvar resimleri) süslüydü.
  • Evler: Sıradan halkın yaşadığı evler kerpiç veya tuğladan yapılırdı. Düz damlı ve genellikle tek katlı olan bu evler, avlu etrafında konumlanırdı.
  • Stupalar: Budist mimarinin bir parçası olan ve kutsal emanetlerin saklandığı anıtsal yapılardı.

Mimari ve Sanat İlişkisi

Uygur mimarisi, sanattan ayrı düşünülemez. Yapıların iç ve dış cepheleri, o dönemin inanç ve yaşam tarzını yansıtan zengin süslemelerle bezenmiştir.

  • Freskler: Tapınak ve saray duvarlarındaki bu resimlerde, Buda'nın hayatı, Maniheist rahipler ve günlük hayattan sahneler tasvir edilmiştir. Canlı renkler ve akıcı çizgiler kullanılmıştır.
  • Heykeller: Özellikle Budist tapınaklarda, alçı veya topraktan yapılmış Buda ve bodhisattva heykelleri bulunurdu.
  • Bezemeler: Bitkisel ve geometrik motifler mimari elemanları süslemek için yaygın olarak kullanılmıştır.

Sonuç olarak, Uygurların şehirleşme ve mimari alanındaki gelişmeler, onların göçebe bir toplumdan yerleşik, organize ve yüksek kültürlü bir uygarlığa dönüştüğünün en önemli kanıtlarıdır. Bu miras, sonraki Türk-İslam devletlerinin şehir ve mimari kültürünü de etkilemiştir.

Yorumlar