Psikolojide yansıtma mekanizması, savunma mekanizmalarından biri olarak tanımlanır. Bireyin, kendi kabul edemediği duygu, düşünce veya özelliklerini başka bir kişiye veya nesneye atfetmesi sürecidir. Bu mekanizma, benliği rahatsız eden içsel gerilimi azaltmayı amaçlar.
Sigmund Freud'un psikanalitik kuramında detaylıca ele alınan bu kavram, bilinçdışı süreçlerle ilişkilidir. Kişi, kendisinde bulunan ancak kabul etmekte zorlandığı agresyon, kıskançlık, cinsel dürtü gibi öğeleri, sanki karşı taraftan geliyormuş gibi algılar ve tepki verir.
Mekanizma genellikle şu adımlarla işler:
Örnek: Sınıfta sürekli arkadaşlarının kendisi hakkında dedikodu yaptığını düşünen bir öğrenci, aslında kendisinin başkaları hakkında olumsuz düşünceleri olduğunu kabul edememektedir.
Kişi, kendi duygusunun nedenini dışarıda arar. Örnek: "Patron bana kızgın, bu yüzden ben de gerginim" diyen bir çalışan, aslında kendi öfkesini patrona yansıtmaktadır.
Kişi, kendi hatasının sorumluluğunu başkasına yükler. Örnek: Sınavda başarısız olan öğrencinin, "Öğretmen bana taktı, soruları kötü hazırladı" demesi.
Sağlıklı başa çıkma yolları öz farkındalık geliştirme, duyguları kabullenme, terapötik destek alma ve dürüst öz-değerlendirme yapmaktan geçer.
Yansıtma, bastırma (istenmeyen düşünceleri bilinçdışına itme) ve inkar (gerçeği reddetme) gibi diğer ilkel savunma mekanizmalarıyla sıklıkla bağlantılıdır. Ancak onlardan temel farkı, içeriğin aktif olarak dış bir hedefe aktarılmasıdır.
Bu mekanizmayı anlamak, hem kendi davranışlarımızı hem de sosyal etkileşimlerimizi daha sağlıklı yorumlamamıza yardımcı olur.