Orta Asya bozkırlarında filizlenen, Türklerin İslam'ı anlama ve yaşama biçimine silinmez bir damga vuran Yesevilik, adını kurucusu Hoca Ahmet Yesevi'den alan bir tasavvuf okuludur. 12. yüzyılda doğan bu anlayış, sadece bir tarikat değil, aynı zamanda bir kültür ve medeniyet hareketi olarak tarihteki yerini almıştır.
1093 yılında bugünkü Kazakistan'ın Sayram şehrinde doğan Ahmet Yesevi, "Hazret-i Türkistan" ve "Pir-i Türkistan" lakaplarıyla anılır. Rivayete göre 63 yaşına geldiğinde, Peygamber Efendimiz'in bu yaşta vefat etmesinden ötürü, kendisi yerine bir müridini görevlendirir ve ömrünün kalanını bir çilehane (yer altı hücresi)de tamamlar. Buradaki deruni tecrübeleri ve öğretileri, Türk tasavvuf edebiyatının ilk ve en önemli eseri olan "Divan-ı Hikmet"te toplanmıştır.
Yesevilik, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında kilit bir rol oynamıştır. Horasan'dan gelen Alperenler veya Gazi Dervişler, Yesevi öğretilerini Anadolu'ya taşıyarak bu toprakların manevi iklimini şekillendirmiştir. Mevlana Celaleddin Rumi, Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli gibi büyük mutasavvıflar üzerinde dolaylı veya doğrudan derin etkileri olmuştur.
Ahmet Yesevi'nin türbesi, Kazakistan'ın Türkistan şehrinde bulunur ve Orta Asya Türk halkları için en önemli manevi ziyaretgahlardan biridir. Türkiye'de pek çok vakıf, dernek ve eğitim kurumu (Ahmet Yesevi Üniversitesi gibi) onun adını ve mirasını yaşatmaya devam etmektedir.
Sonuç olarak, Yesevilik, Türklerin İslam'ı kendi öz değerleri, dili ve kültürüyle sentezleyerek benimsemesini sağlayan bir köprü olmuştur. Ahmet Yesevi, öğretisiyle sadece bir tarikat pir'i değil, Türk-İslam medeniyetinin kurucu babalarından biri haline gelmiştir. 🕊️