🧬 YÖKDİL Sağlık: Akademik Kelime Hazinenizi Genişletin
YÖKDİL Sağlık sınavına hazırlanırken, akademik kelime dağarcığınızın genişliği başarınız için kritik öneme sahiptir. Bu yazıda, sınavda sıkça karşılaşılan kelimeleri ve kullanım örneklerini bulacaksınız.
- 🔬 Prevalence (Yaygınlık): Bir hastalığın veya durumun belirli bir popülasyonda belirli bir zaman diliminde görülme sıklığıdır.
Örnek: The prevalence of diabetes is increasing globally.
- 🧪 Incidence (Görülme Sıklığı): Belirli bir zaman diliminde, belirli bir popülasyonda yeni ortaya çıkan vaka sayısıdır.
Örnek: The incidence of the flu is highest during the winter months.
- 🩺 Mortality (Ölüm Oranı): Belirli bir zaman diliminde, belirli bir popülasyonda ölüm sayısıdır.
Örnek: Infant mortality rates have decreased significantly in recent years.
- 💊 Morbidity (Hastalık Oranı): Bir hastalığın veya durumun belirli bir popülasyonda görülme sıklığı veya hasta olma durumu.
Örnek: Obesity is a major contributor to morbidity and mortality.
- 🧬 Diagnosis (Teşhis): Bir hastalığın veya durumun belirlenmesi süreci.
Örnek: Early diagnosis is crucial for effective treatment.
- 💉 Prognosis (Prognoz/Gidişat): Bir hastalığın veya durumun olası seyri ve sonuçları hakkında tahmin.
Örnek: The prognosis for patients with advanced cancer is often poor.
- 🔬 Therapeutic (Tedavi Edici): Tedavi amacıyla kullanılan veya tedaviye yönelik.
Örnek: Therapeutic interventions can improve patient outcomes.
- 🧪 Pathogen (Patojen): Hastalığa neden olan mikroorganizma (bakteri, virüs, mantar vb.).
Örnek: Bacteria, viruses, and fungi are common pathogens.
- 🩺 Efficacy (Etkililik): Bir tedavinin veya ilacın ideal koşullar altında ne kadar iyi çalıştığı.
Örnek: The efficacy of the vaccine was demonstrated in clinical trials.
- 💊 Adverse (Olumsuz/Yan Etki): Bir ilaç veya tedavinin istenmeyen veya zararlı etkisi.
Örnek: Common adverse effects of the medication include nausea and headache.
🩸 Daha Fazla Kelime ve Anlamları
- 🧬 Comorbidity (Eş Zamanlı Hastalık): Bir bireyde aynı anda birden fazla hastalığın bulunması.
Örnek: Patients with diabetes often have comorbidities such as hypertension and heart disease.
- 💉 Invasive (İnvaziv/Girişimsel): Vücuda nüfuz eden veya vücut içine giren (örneğin, cerrahi müdahale).
Örnek: Invasive procedures carry a higher risk of complications.
- 🔬 Benign (İyi Huylu): Kanserli olmayan, zararsız.
Örnek: The tumor was found to be benign and did not require treatment.
- 🧪 Malignant (Kötü Huylu): Kanserli, zararlı.
Örnek: Malignant tumors can spread to other parts of the body.
- 🩺 Asymptomatic (Semptomsuz): Belirti göstermeyen.
Örnek: Many people with COVID-19 are asymptomatic.
💊 Örnek Cümleler ve İpuçları
- 💉 Kelimeleri cümle içinde kullanarak anlamlarını pekiştirin.
- 🔬 Eş anlamlı ve zıt anlamlı kelimeleri öğrenin.
- 🧪 Kelime kartları veya mobil uygulamalar kullanarak kelime dağarcığınızı geliştirin.
- 🩺 Tıp makaleleri ve yayınları okuyarak akademik kelimelere aşina olun.
- 🧬 Düzenli tekrar yaparak kelimeleri hafızanızda tutun.