Fiziğin bu iki dalı, maddenin ve enerjinin olağanüstü koşullar altındaki davranışlarını inceler. Her ne kadar birbiriyle bağlantılı olsalar da, odaklandıkları temel konular farklıdır.
Yüksek Enerji Fiziği, maddenin en temel yapı taşlarını ve bu yapı taşları arasındaki etkileşimleri inceleyen bilim dalıdır. Temel amacı, evreni oluşturan en küçük parçacıkları ve onları yöneten temel kuvvetleri keşfetmektir.
Bu alanda çalışmak için, parçacıkları inanılmaz derecede yüksek hızlara (ışık hızına yakın) çıkarmamız ve sonra onları çarpıştırmamız gerekir. Bu çarpışmalar, parçacık hızlandırıcıları adı verilen devasa makinelerde (örneğin, CERN'deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı - LHC) gerçekleştirilir.
Yüksek Enerji Fiziği'nin temel konuları şunlardır:
Plazma Fiziği, maddenin dördüncü hali olan plazmanın özelliklerini ve davranışlarını inceleyen bilim dalıdır. Plazma, atomlardaki elektronların bir kısmının veya tamamının çekirdekten ayrılarak serbestçe dolaştığı, iyonize olmuş bir gaz halidir.
Evrendeki gözlemlenebilir maddenin %99'undan fazlası plazma halindedir. Yıldızlar (Güneş dahil), yıldızlararası bulutlar ve şimşekler plazmaya mükemmel örneklerdir.
Plazma Fiziği'nin temel konuları şunlardır:
Bu iki alan, "aşırı koşullar" ortak paydasında buluşur. Örneğin, Büyük Patlama'nın hemen sonrasında evren, inanılmaz derecede yüksek enerjili bir plazma halindeydi. Bu nedenle, kozmologlar ve parçacık fizikçileri, evrenin ilk anlarını anlamak için plazma fiziğinden faydalanır. Ayrıca, bazı parçacık hızlandırıcı teknolojileri, parçacıkları hızlandırmak için plazma dalgalarını kullanır.
Özetlemek gerekirse: