Yunus Emre, Anadolu'nun manevi iklimini şekillendiren, Türk tasavvuf edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. 13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başlarında yaşadığı tahmin edilen bu büyük düşünür ve şair, sade bir Türkçe ile yazdığı ilahileriyle yüzyıllar boyunca insanların gönlünde taht kurmuştur.
Yunus Emre'nin hayatına dair kesin bilgiler sınırlı olsa da, onun Tapduk Emre'nin dergahında yetiştiği ve tasavvuf yolunda ilerlediği bilinmektedir. Anadolu'nun siyasi ve sosyal karışıklıklar yaşadığı bir dönemde, insanlara sevgi, hoşgörü ve barış mesajları iletmiştir.
Yunus Emre, şiirlerini halkın anlayacağı sade bir Türkçe ile yazmış, böylece tasavvuf düşüncesini geniş kitlelere ulaştırmıştır. İlahileri, hem dini hem de edebi değer taşımaktadır.
"İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır"
"Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü
Bana seni gerek seni"
"Gel gör beni aşk neyledi
Dermansız yareler beni
Ben ağlarım yana yana
Aşk deryası deryalar beni"
Yunus Emre'nin öğretileri ve ilahileri, yüzyıllar geçse de güncelliğini korumaktadır. UNESCO tarafından 1991 yılı "Yunus Emre Sevgi Yılı" ilan edilmiş, böylece onun evrensel mesajı tüm dünyaya duyurulmuştur. Günümüzde hala bestelenen ilahileri ve şiirleri, insanlara manevi huzur ve içsel aydınlanma yolunda rehberlik etmektedir.
Yunus Emre, sadece bir şair değil, aynı zamanda bir gönül eğiticisi, bir hakikat arayıcısı ve insanlığa sevgi, barış ve kardeşlik mesajları veren bir derviştir. Onun "Yetmiş iki millete bir göz ile bakmak" anlayışı, günümüz dünyasında her zamankinden daha değerli bir öğretidir.