Soru:
Büyük veri (big data) analizleri, bir e-ticaret şirketinin müşteri davranışlarını inanılmaz bir doğrulukla tahmin etmesine olanak sağlar. Örneğin, bir kullanıcının alışveriş alışkanlıkları, arama geçmişi ve sosyal medya etkileşimleri analiz edilerek, o kişinin önümüzdeki hafta hangi ürünü satın alabileceği yüksek bir olasılıkla öngörülebilir.
Felsefede, özellikle determinizm bağlamında, bir bireyin gelecekteki eylemlerinin onun geçmiş verileri kullanılarak bu şekilde tahmin edilebilir olması fikri, hangi temel problemi yeniden gündeme getirmektedir?
Çözüm:
🧠 Bu soru, bilişim teknolojilerinin felsefi bir temel soruna nasıl yeni bir boyut kattığını sorguluyor. Adımları takip edelim:
- ➡️ İlk Adım - Senaryoyu Felsefi Açıdan Yorumlama: Senaryoda, bir insanın gelecekteki kararı (ürün satın alma), geçmiş verileri nedensel bir zincir olarak kullanılarak neredeyse kesin bir şekilde tahmin ediliyor. Bu, insanın o kararı özgür iradeyle mi yoksa geçmişinin bir sonucu olarak mı aldığı sorusunu doğurur.
- ➡️ İkinci Adım - Temel Felsefi Problemi Hatırlama: Felsefe tarihinde, evrenin ve insan eylemlerinin önceden belirlenmiş yasalar tarafından yönetilip yönetilmediği tartışması "Determinizm" ve onun karşıtı "Özgür İrade" problemidir.
- ➡️ Üçüncü Adım - İlişkiyi Kurma: Büyük veri ve yapay zekâ, insan davranışlarının tahmin edilebilirliğini olağanüstü derecede artırarak, insan iradesinin aslında ne kadar "özgür" olduğu sorusunu güçlü bir şekilde tekrar sormamıza neden olmaktadır. Bu, "Özgür İrade-Determinizm Tartışması"nın dijital çağdaki yansımasıdır.
✅ Sonuç: Bu durum, felsefenin kadim problemlerinden olan "Özgür İrade ve Determinizm" tartışmasını yeniden gündeme getirmektedir.