1897 yılında Osmanlı İmparatorluğu ile Yunanistan Krallığı arasında yaşanan bu savaş, tarihe Dömeke Savaşı olarak geçmiştir. Savaşın temel nedeni, Osmanlı'ya bağlı Girit Adası'nda yaşanan isyanlar ve Yunanistan'ın bu isyanları desteklemesi, hatta adayı ilhak etmeye kalkışmasıdır.
Osmanlı ordusu, savaşta hızlı bir zafer kazanmış ve Atina'ya kadar ilerleme fırsatı bulmuştur. Ancak Büyük Güçler (Avrupa devletleri) araya girerek savaşı sonlandırmış ve Osmanlı'nın lehine olan bu askeri başarı, siyasi olarak beklenen sonucu getirmemiştir. Girit, özerk hale getirilmiş ve fiilen Osmanlı'dan kopmuştur.
1897 Savaşı sırasında Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi'nde bir öğrenciydi. 📚 Henüz 16 yaşında olan genç Mustafa Kemal, savaşı okul sıralarından takip etmiş, vatanın içinde bulunduğu durum ve yaşanan olaylar onun vatanseverlik duygularını ve askeri olaylara olan ilgisini daha da derinleştirmiştir.
Bu savaş, Mustafa Kemal'in gelecekteki düşünce yapısını şekillendiren önemli olaylardan biri olarak kabul edilir. Etkilerini şu şekilde özetleyebiliriz:
1897 Türk-Yunan Savaşı, Mustafa Kemal için bir ders niteliğindeydi. Bu savaş ona şu temel gerçeği öğretti: "Askeri zaferler, siyasi irade ve tam bağımsızlık ile taçlandırılmadıkça kalıcı bir sonuç getirmez." Bu ders, onun hem bir asker hem de bir devlet adamı olarak tüm hayatına yön vermiş ve nihayetinde "Ya istiklal, ya ölüm!" parolasıyla başlattığı Kurtuluş Savaşı'nın temel felsefesini oluşturmuştur.