Osmanlı padişahları, yalnızca siyasi ve askeri liderler değil, aynı zamanda sanatın ve edebiyatın koruyucuları ve bizzat uygulayıcılarıydı. Bu padişahlardan biri olan II. Bayezid, tarih kitaplarında "Veli" ve "Sofu" lakaplarıyla anılırken, edebiyat dünyasında ise "Adlî" mahlasıyla tanınmıştır. İşte, hükümdar bir şairin hikayesi...
1481-1512 yılları arasında hüküm süren II. Bayezid, İstanbul'u fethederek bir çağı kapayıp yeni bir çağı açan Fatih Sultan Mehmed'in oğluydu. Babasının güçlü ve savaşçı kimliğinin aksine, daha sakin, ilim ve irfana düşkün, dindar bir kişilik olarak öne çıktı. Bu yönü, onun sanata ve özellikle de şiire olan yatkınlığının da temelini oluşturdu.
Divan edebiyatı geleneğinde şairler, gerçek isimleri yerine bir mahlas (takma ad) kullanırlardı. Padişah şairler de bu geleneğe uymuşlardır. II. Bayezid'in seçtiği "Adlî" mahlası, Arapça kökenli olup "adaletle, hakkaniyetle ilgili, adil olan" anlamlarına gelir. Bu seçim, onun siyasi kimliğini ve dünyaya bakışını da yansıtan sembolik bir tercihtir. Saltanatı boyunca adalete verdiği önem, mahlasında somutlaşmıştır.
II. Bayezid, Farsça ve Türkçe şiirler yazmıştır. Onun şiirlerini toplayan bir Divan bulunmaktadır. Bu divandaki şiirler, genellikle dini-tasavvufi konuları, aşkı, hikmeti ve dünyanın geçiciliğini işler. Şiirlerinde sade ve dengeli bir üslup göze çarpar.
II. Bayezid dönemi, Osmanlı'da bir "kültür ve sanat rönesansı" olarak nitelendirilebilir. Padişahın kendisi gibi oğlu Şehzade Korkut (Harîmî) ve kardeşi Cem Sultan (Cemî) de şairdi. Bu ailevi ortam, sarayı bir edebiyat akademisine dönüştürmüştü. II. Bayezid, sadece şair olarak değil, aynı zamanda âlimleri, şairleri, musikişinasları himaye eden büyük bir hami olarak da bu dönemin mimarıdır.
"Adlî" mahlası, II. Bayezid'in çok yönlü kişiliğinin en güzel kanıtlarından biridir. O, yalnızca bir devlet adamı değil, aynı zamanda ince ruhlu, duygularını şiirle ifade edebilen bir sanatçıydı. Bu özelliği, onu Osmanlı padişahları arasında özel bir yere konumlandırır. Tarihçiler onu siyasi icraatlarıyla değerlendirirken, edebiyat tarihçileri de "Adlî Divanı" ile onun iç dünyasına ve döneminin kültürel zenginliğine ışık tutarlar.
Özetle: "Adlî", Osmanlı İmparatorluğu'nun 8. padişahı, Fatih Sultan Mehmed'in oğlu ve Yavuz Sultan Selim'in babası olan II. Bayezid'in şiir dünyasındaki mahlasıdır ve onun adaletli kişiliği ile şair ruhunu birleştiren bir simgedir.