Akdeniz, yalnızca bir deniz değil; binlerce yıllık tarihin, sayısız medeniyetin ve eşsiz bir kültürel mozaiğin beşiğidir. Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarını birbirine bağlayan bu stratejik su yolu, çevresinde yer alan ülkelerle birlikte dünyanın en önemli coğrafi ve siyasi bölgelerinden birini oluşturur. Peki, bu büyülü denizin kıyılarını hangi ülkeler paylaşıyor?
Akdeniz, yaklaşık 2.5 milyon kilometrekarelik bir alanı kaplar ve Cebelitarık Boğazı ile Atlas Okyanusu'na bağlanır. Çevresinde toplam 21 bağımsız ülke ve 2 tartışmalı bölge/özerk yönetim bulunur. Bu ülkeleri kıtalara göre gruplandırarak inceleyelim.
Akdeniz'de uluslararası tanınırlık konusunda tartışmalı bazı bölgeler de bulunmaktadır:
Akdeniz, Antik Mısır, Fenike, Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi dünyaya yön vermiş medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bu nedenle "medeniyetler denizi" olarak da anılır.
Süveyş Kanalı üzerinden Hint Okyanusu'na bağlanması, Akdeniz'i dünyanın en işlek deniz ticaret yollarından biri haline getirmiştir. Küresel deniz ticaretinin yaklaşık %20'si buradan geçer.
Akdeniz iklimi (yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı) sayesinde bölge, dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biridir. Her yıl yüz milyonlarca turist bu ülkeleri ziyaret eder.
Akdeniz, dünya denizlerinin yalnızca %0.7'sini kaplamasına rağmen, deniz türlerinin yaklaşık %7'sine ev sahipliği yapar. Ancak aşırı avlanma ve kirlilik nedeniyle bu ekosistem tehdit altındadır.
Akdeniz'e kıyısı olan ülkeler, iklim değişikliği, göç, su kıtlığı ve sınır ötesi kirlilik gibi ortak sorunlarla mücadele etmektedir. Bu nedenle bölgesel işbirliği giderek daha da önem kazanmaktadır. "Akdeniz için Birlik" gibi oluşumlar, bu işbirliğinin kurumsal yapılarını oluşturmaya çalışmaktadır.
Sonuç olarak, Akdeniz yalnızca bir coğrafi bölge değil, bir yaşam biçimi, bir kültürler mozaiği ve insanlık tarihinin canlı bir tanığıdır. Kıyısı olan her ülke, bu büyülü denizden bir parça taşır ve onun hikayesine kendi rengini katar.