Anadolu, coğrafi konumu ve bereketli topraklarıyla tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış bir kavşak noktasıdır. Bu topraklarda kurulan uygarlıklar, sadece kendi dönemlerine değil, insanlık tarihine de silinmez izler bırakmıştır. Gelin, bu kadim toprakların beş büyük halkını daha yakından tanıyalım.
Anadolu'da kurulan ilk büyük devlet olan Hititler, başkent Hattuşaş (Çorum) ile merkezi bir krallık sistemi geliştirdiler. Tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşması'nı (MÖ 1285) Mısırlılarla imzalayarak diplomasi tarihine adlarını yazdırdılar. Çok tanrılı bir dine inanan Hititler'in bin tanrılı panteonu vardı. Hukuk sistemleri oldukça gelişmişti ve cezalarda tazminat prensibi ön plandaydı. Çivi yazısı ve hiyeroglif olmak üzere iki tür yazı kullandılar.
Balkanlar'dan gelerek Ankara, Eskişehir, Afyon çevresine yerleşen Frigler, başkent Gordion'da hüküm sürdüler. En meşhur kralları, efsaneye göre düğümü kılıçla kesen Kral Midas'tır. Tarım onlar için o kadar kutsaldı ki, bir saban kıranın cezası ölümdü. "Fibula" adı verilen çengelli iğneleri ve geometrik desenli dokumalarıyla ünlüdürler. Müzik ve enstrüman yapımında da oldukça ileriydiler.
Gediz ve Küçük Menderes nehirleri arasında (Manisa) kurulan Lidya Krallığı, tarihin en önemli ekonomik devrimlerinden birine imza attı: Parayı icat ettiler. Bu sayede takas sisteminden para ekonomisine geçiş, ticari hayatı inanılmaz hızlandırdı. Başkent Sardes'ten başlayan ünlü Kral Yolu, doğu-batı ticaretinin ana arteri haline geldi. Orduda ücretli askerleri tercih etmeleri, Pers istilası karşısında zayıf kalmalarına neden olmuştur.
Ege kıyılarında (İzmir, Aydın, Muğla) şehir devletleri (polis) halinde yaşayan İyonlar, denizci ve tüccar bir toplumdu. Özgür düşünce ortamı, bilim, felsefe ve sanatta inanılmaz ilerlemeler kaydetmelerini sağladı. Tarihin ilk filozofu Thales, tarihçisi Heredot ve şairi Homeros İyonya topraklarında yetişti. Mimarlıkta İon nizamını geliştirdiler ve tapınaklarıyla ünlendiler.
Van Gölü ve çevresinde, merkezi Tuşpa (Van Kalesi) olan güçlü bir krallık kurdular. Sarp kayalıklara oydukları kaleleri, su kanalları ve barajlarıyla mühendislikte çok ileriydiler. "Anal" adı verilen yıllıklar tutarak yaptıkları işleri kayıt altına aldılar. Maden işleme, özellikle de bronz döküm sanatında ustaydılar. Askeri bir toplum olan Urartular, sürekli olarak Asurlular'la mücadele etmişlerdir.
Bu beş büyük uygarlık, Anadolu'nun mozaiğini oluşturan renkli taşlardan yalnızca birkaçıdır. Her biri, kendi alanında (hukuk, ekonomi, bilim, mühendislik, sanat) insanlığın ilerlemesine katkıda bulunmuş ve ardında, bugün hâlâ hayranlıkla incelediğimiz somut bir miras bırakmıştır. Anadolu tarihini anlamak, dünya tarihini anlamanın da anahtarıdır.