Asya Hun Devleti, Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletidir. MÖ 3. yüzyılda kurulan devlet, Türk tarihinin ve kültürünün temel taşlarından birini oluşturur. Hunlar, göçebe bir yaşam sürdürmüş, atı evcilleştirerek ve tekerleği kullanarak bozkır kültürünün en önemli temsilcilerinden olmuşlardır.
Hunların en önemli dış politikası Çin ile olan mücadeleleridir. Çin'in istila tehditlerine karşı koymuşlar, bu durum Çinlileri Çin Seddi'ni inşa etmek zorunda bırakmıştır. Çin Seddi'nin yapılma sebeplerinden biri Hun akınlarını durdurmaktır.
Mete Han (MÖ 209 - MÖ 174), Hun Devleti'ni en parlak dönemine ulaştıran büyük bir hükümdardır. Tahta çıkışı ve devlet yönetimi, Türk tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır.
Mete Han, Çin kaynaklarında "Maodun" olarak geçer. "Mete" unvanı, günümüzde Türkçede "bagatur" (bahadır/yiğit) anlamına gelen bir unvandır ve onun savaşçı kişiliğini simgeler.
Mete Han'dan sonra Türk devletlerinde görülen "Kut Anlayışı" ve "Ülüş Sistemi" (devletin hanedanın ortak malı sayılması) onun döneminde şekillenmeye başlamıştır. Bu sistem güçlü olduğu kadar, taht kavgalarına da zemin hazırlayan bir özellik taşımıştır.
Bu sebeplerle Büyük Hun Devleti, önce Doğu ve Batı Hunları olarak ikiye ayrılmış, zamanla gücünü kaybederek yıkılmıştır. Batı'ya göç eden Hunlar, Kavimler Göçü'nü başlatarak Avrupa Hun Devleti'nin temelini atmışlardır.
Asya Hun Devleti ve Mete Han, Türk tarihinin ve kimliğinin şekillenmesinde çok önemli bir yere sahiptir. Mete Han'ın getirdiği onlu sistem ve teşkilatçı yapı, kendisinden sonraki tüm Türk devletlerine miras kalmıştır.