Türk edebiyatının en renkli, en isyankar ve en romantik kalemlerinden biri olan Attila İlhan, yalnızca bir şair değil; aynı zamanda bir düşünce insanı, romancı, denemeci ve senaristti. Onun hayatı ve eserleri, Türkiye'nin 20. yüzyıldaki sosyal ve siyasal dönüşümlerine ayna tutar. İşte "Mavi"nin ve "Ayrılık Sevdaya Dahil"in şairini yakından tanımak için bir rehber.
15 Haziran 1925'te İzmir'de doğan Attila İlhan, genç yaşlardan itibaren edebiyat ve politikanın içinde buldu kendini. Lise yıllarında Nazım Hikmet'in şiirlerini okuması ve bir şiirinden dolayı tutuklanması, hayatının dönüm noktalarından biri oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki eğitimi yarıda kalsa da, fikir dünyasını beslemeye devam etti. Paris'te geçirdiği yıllar, onun dünya görüşünü genişletti. Gazetecilik, senaristlik yaptı; televizyon programlarıyla geniş kitlelere ulaştı. 10 Ekim 2005'te aramızdan ayrıldı, ancak eserleriyle her daim yaşıyor.
Attila İlhan, "Garip Akımı" ve "İkinci Yeni" şiirine karşı çıkarak, toplumcu gerçekçi ve lirik bir çizgi benimsedi. Şiirlerinde bireyin iç dünyasındaki fırtınaları (aşk, özlem, hüzün) toplumsal sorunlarla harmanladı. "Mavi" ve "Sisler Bulvarı" gibi dergilerde yazdı, "Maviciler" hareketinin öncüsü oldu. Romanlarında ise Türkiye'nin yakın tarihini, siyasi çalkantılarını ve bireylerin bu süreçteki yalnızlığını epik bir dille anlattı.
Attila İlhan'ın şiirleri, birçok müzisyen tarafından bestelendi ve Türk pop/rock müziğinin klasikleri arasına girdi. "Ben Sana Mecburum", "Ayrılık Sevdaya Dahil" gibi şiirler, nesiller boyu aşkın ve hüznün dil oldu. Televizyon programları ve gazete köşe yazılarıyla da geniş kitleleri düşünmeye sevk etti.
Attila İlhan, Türk edebiyatında kendine özgü, sınıflandırılması zor bir yere sahiptir. O, hem lirik bir aşk şairi, hem de sert bir toplum eleştirmeniydi. Eserleri, okuyucuyu hem duygusal bir yolculuğa çıkarır hem de tarihsel ve sosyal bir sorgulamaya davet eder. Onu anlamak, Türkiye'nin son yüzyılını anlamaya atılan sağlam bir adımdır.