Aydaki Kadın, Amerikalı yazar Meg Wolitzer'in 2018 yılında yayımlanan ve büyük ses getiren bir romanıdır. Eser, 1970'lerden günümüze uzanan bir zaman diliminde, kadın hakları, feminizm, cinsiyet eşitsizliği ve edebiyat dünyasındaki toplumsal dinamikleri keskin bir gözlemle ele alır. Roman, adını 1970'lerde kurulan ve kadınların gizli toplantılar yaptığı bir grubun isminden alır.
Roman, genç Greer Kadetsky'nin lise yıllarında, ünlü feminist yazar ve aktivist Faith Frank'in bir konferansına katılmasıyla başlar. Bu karşılaşma, Greer'in hayatını değiştirir ve onu derinden etkiler. Faith, Greer'e imzalı bir kitap vererek, "Senin de bir hikayen olacak" der. Bu an, Greer için bir dönüm noktasıdır.
Greer, prestijli bir üniversiteye başlar. Burada, Faith Frank'in kurduğu gizli feminist bir organizasyon olan "Aydaki Kadın" (Lilith) toplantılarına davet edilir. Bu toplantılar, kadınların güvenli bir alanda deneyimlerini, hayallerini ve mücadelelerini paylaştıkları bir yerdir. Greer, burada kendini bulur ve feminist hareketin içine daha da çekilir.
Mezun olduktan sonra, Greer rüya gibi bir fırsat yakalar ve Faith Frank'in yönettiği bir vakıfta (L'Femme Vakfı) işe başlar. Ancak burada, idealizmi ile kurumsal gerçekler arasında sıkışır. Vakfın, ticari kaygılarla asıl feminist misyonundan uzaklaştığını fark eder. Aynı zamanda, erkek arkadaşı Cory ile olan ilişkisi de beklenmedik bir trajedi nedeniyle sarsılır.
Greer, idolü olarak gördüğü Faith Frank'in ve vakfın kusurlarını, ahlaki tavizlerini görmeye başlar. Büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Bu süreç, onun bağımsız bir birey olarak kendi yolunu çizmesi gerektiği gerçeğiyle yüzleşmesine neden olur. Artık başkasının gölgesinde değil, kendi ayakları üzerinde durma zamanıdır.
Roman, Greer'in vakıftan ayrılıp kendi feminist yayın projesini başlatmasıyla sona erer. Faith Frank ile ilişkisi farklı bir boyuta evrilir. Greer, genç bir kadına, tıpkı Faith'in ona yaptığı gibi, ilham vererek ve ona imzalı bir kitap vererek, kadın dayanışmasının ve bilgeliğinin nesiller arası aktarımını simgesel olarak tamamlar.
Aydaki Kadın, sadece bir olay örgüsü anlatmaz; okuru, feminizm, dostluk, ihanet, hayal kırıklığı ve nihayetinde kişisel büyüme üzerine düşündürür. Meg Wolitzer, akıcı ve keskin diliyle, bir dönemin ruhunu ve bireyin o dönem içindeki arayışını ustalıkla resmeder. Roman, "Kadın hareketi nereye gidiyor?" ve "Gerçek değişim nasıl başlar?" gibi soruları okura bırakarak, derin ve kalıcı bir iz bırakır.
Bu özet, romanın zengin karakter gelişimlerini, diyaloglarını ve incelikli sosyal eleştirisini tam olarak yansıtamaz. Aydaki Kadın, her okurun kendi deneyimleriyle bağlantı kuracağı, çağdaş edebiyatın önemli ve düşündürücü eserlerinden biridir.