Modern Türk edebiyatının en önemli ve unutulmaz karakterlerinden birini yaratan Yusuf Atılgan'ın 1959 yılında yayımlanan "Aylak Adam" romanı, Türk romanında bir dönüm noktasıdır. Bu eser, sadece bir roman değil, aynı zamanda toplumsal normlara, bireyin yalnızlığına ve varoluşsal kaygılara dair derin bir sorgulamadır.
1921 yılında Manisa'da doğan Yusuf Atılgan, edebiyat dünyasına az sayıda ama derin izler bırakan eserler sunmuştur. "Aylak Adam" ve "Anayurt Oteli" gibi romanlarıyla, Türk edebiyatında "bireyin iç dünyasına yönelen" akımın öncülerinden biri olarak kabul edilir. Sade, yalın ancak son derece etkileyici bir dili vardır. Atılgan, 1989 yılında hayata veda etmiştir.
Roman, adı bile anılmayan ve sadece "C." harfiyle tanıtılan bir ana karakterin İstanbul'daki aylaklık günlerini anlatır. C., toplumun dayattığı "iş sahibi olma", "evlenme", "düzen kurma" gibi kalıpları reddeden, bunun yerine sokaklarda dolaşan, insanları gözlemleyen ve kendi iç hesaplaşmalarını yaşayan bir karakterdir.
"Aylak Adam", Türk edebiyatında modernist/postmodern anlatım tekniklerinin erken örneklerinden biri olarak değerlendirilir. İç monolog ve bilinç akışı tekniklerini başarıyla kullanan Atılgan, okuyucuyu karakterinin zihninin derinliklerine götürür. Roman, yayımlandığı dönemde büyük yankı uyandırmış ve özellikle 1960 sonrası Türk edebiyatını şekillendiren yazarları derinden etkilemiştir.
Yusuf Atılgan'ın "Aylak Adam" romanı, sadece kimin eseri olduğu bilgisiyle değil, taşıdığı felsefi derinlik, psikolojik tahliller ve edebi yeniliklerle hatırlanmalıdır. Topluma uyum sağlayamayan, arafta kalmış bireyin tragedyasını anlatan bu eser, günümüzde bile modern insanın yabancılaşma ve anlam arayışına ışık tutmaya devam etmektedir. Edebiyatseverler için okunması gereken bir klasik olan "Aylak Adam", Yusuf Atılgan'ın dehasının en somut kanıtıdır.