Mezopotamya'nın kadim medeniyetlerinden biri olan Babiller, MÖ 18. yüzyıldan itibaren tarih sahnesine çıkmış, hukuk, astronomi, mimari ve kültür alanında insanlığa silinmez izler bırakmış bir uygarlıktır. Başkentleri Babil, Fırat Nehri kıyısında, günümüz Irak topraklarında yer alıyordu ve antik dünyanın en parlak merkezlerinden biriydi. Bu yazıda, Babillerin kim olduğunu, en ünlü iki mirasları olan Hammurabi Kanunları ve Babil'in Asma Bahçeleri'ni keşfedeceğiz.
Babiller, Amoritler tarafından kuruldu. En parlak dönemlerini, altıncı kral Hammurabi (MÖ 1792-1750) ve daha sonra II. Nebukadnezar (MÖ 605-562) dönemlerinde yaşadılar. Bilimde, özellikle astronomide çok ileriydiler; 60 tabanlı sayı sistemini (dakika/saniye hesaplamalarının temeli) ve burçları ilk kez onlar kullandı.
Kral Hammurabi'nin en kalıcı mirası, tarihin ilk yazılı, sistematik ve kapsamlı hukuk metinlerinden biri olan Hammurabi Kanunları'dır. 282 maddeden oluşan bu kanunlar, siyah bir diyorit taş sütun (stel) üzerine çivi yazısıyla kazınmıştır.
Bu kanunlar, keyfi cezalandırmayı sınırlayarak yazılı bir hukuk standardı getirmiş, sonraki tüm medeniyetlerin hukuk sistemlerini etkilemiştir.
Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri kabul edilen Babil'in Asma Bahçeleri'nin varlığı bile, Babillerin mühendislik ve mimari dehasının bir kanıtıdır. Efsaneye göre, Kral II. Nebukadnezar, memleket özlemi çeken eşi Kraliçe Amytis için, anavatanının yeşil dağlarını hatırlatan yapay bir dağ ve bahçeler inşa ettirmiştir.
Arkeolojik kanıtlar sınırlı olsa da, antik Yunan tarihçilerinin anlatıları, bu bahçelerin ihtişamını ve Babillerin doğaya hükmetme çabalarını gözler önüne serer.
Babiller, sadece güçlü bir krallık değil, aynı zamanda bir düşünce ve organizasyon medeniyetiydi. Hammurabi Kanunları ile adalet ve toplum düzeni fikrine, Asma Bahçeleri ile de mühendislik ve estetik hayal gücüne olağanüstü katkılarda bulundular. Günümüz hukuk sistemlerinden, zaman ve açı ölçümlerimize kadar birçok alanda, bu kadim Mezopotamya halkının mirasını hâlâ taşıyoruz.