9 Şubat 1934 tarihinde Atina'da imzalanan Balkan Antantı, iki dünya savaşı arasındaki kritik dönemde, Balkan devletlerinin bölgesel barışı ve toprak bütünlüğünü korumak amacıyla oluşturduğu önemli bir savunma ittifakıdır. Antant, özellikle revizyonist devletlerin (İtalya, Almanya, Bulgaristan) yayılmacı politikalarına karşı bir denge unsuru olarak tasarlanmıştır. Türkiye'nin de aktif diplomasisinin bir ürünü olan bu pakt, dönemin Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras başta olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu kadrosu tarafından büyük önem atfedilen bir girişimdi.
Balkan Antantı, dört ülkenin imzasıyla hayat buldu. Her birinin katılımında farklı tarihsel ve güvenlik kaygıları yatıyordu.
Liderlik Eden ve İttifakı Teşvik Eden Güç. Türkiye, Lozan'la sağladığı statükoyu korumak, revizyonist tehditlere (özellikle İtalya'nın Doğu Akdeniz'deki emellerine) karşı bir cephe oluşturmak ve "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesini bölgesel düzeyde hayata geçirmek için antantın en istekli tarafıydı. Aynı zamanda, Sovyetler Birliği ile yakınlaşmasına rağmen batılı ve bölgesel dengeleri de gözeten çok yönlü bir dış politika izliyordu.
Statükonun Koruyucusu. Yunanistan, Türkiye ile yaşadığı nüfus mübadelesi sonrasındaki yumuşama dönemini (1930 Türk-Yunan Dostluk Antlaşması) pekiştirmek ve Bulgaristan'ın Ege Denizi'ne açılma (Denize Çıkma) isteğine karşı toprak bütünlüğünü garanti altına almak için katıldı. İtalya'nın Arnavutluk (1939) ve sonrasında Yunanistan'a yönelik tehdidi de katılımını güçlendiren bir faktördü.
Doğu Sınırını Güvence Altına Alan. Romanya'nın en büyük endişesi, Sovyetler Birliği'nin Besarabya üzerindeki iddiaları ve Macaristan'ın toprak talepleriydi. Balkan Antantı, Romanya'ya güney ve batı kanatlarında güvence sağlayarak, doğu sınırına odaklanmasına imkan tanımaya çalışıyordu. Aynı zamanda Küçük Antant'taki (Çekoslovakya, Yugoslavya) müttefikleriyle uyumlu bir politika izliyordu.
En Temkinli Katılımcı. Yugoslavya, Bulgaristan'ın Makedonya üzerindeki iddialarından ve İtalya'nın Arnavutluk üzerinden Balkanlar'daki yayılmacılığından endişe duyuyordu. Ancak, Türkiye ve Yunanistan'ın aksine, Bulgaristan'ı da ittifaka dahil etmeye çalışan daha ılımlı bir tutum sergiledi. İçindeki etnik gerilimler ve İtalya ile ikili ilişkileri nedeniyle antanta tam anlamıyla bağlanmakta çekimser kaldı.
Balkan Antantı, Türkiye'nin iki savaş arası dönemdeki aktif ve barışçıl dış politika anlayışının bir ürünü olarak tarihteki yerini almıştır. Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya tarafından oluşturulan bu ittifak, idealist bir bölgesel barış projesi olmasına rağmen, küresel güçlerin çatışması karşısında dayanıksız kalmıştır. Yine de, Balkan uluslarının ortak güvenlik arayışının ve Türkiye'nin bölgede inşa etmeye çalıştığı istikrar mimarisinin önemli bir kanıtıdır.