Bukalemun denilince akla ilk gelen, onun büyüleyici renk değiştirme yeteneğidir. Bu özellik, yüzyıllardır insanlığın ilgisini çekmiş, çoğu zaman yanlış anlaşılmıştır. Peki, bu harika canlı gerçekten de her rengi alabilir mi? Yoksa bu yetenek sanıldığı gibi sadece bulunduğu ortama kamufle olmak için mi kullanılır? Gelin, bukalemunun renk değiştirme sırlarını birlikte keşfedelim.
Bukalemunun derisinin altında, kromatofor adı verilen özel pigment hücreleri bulunur. Ancak işin sırrı sadece pigmentlerde değil! Yapılan son araştırmalar, asıl büyünün nanoteknoloji seviyesindeki yapılarda olduğunu gösteriyor.
Bukalemun, bu katmanları kaslar yardımıyla kontrol ederek, tıpkı bir ışık filtresi gibi çalışan derisinden sayısız renk kombinasyonu yaratabilir.
Yaygın inanışın aksine, kamuflaj tek ve ana neden değildir. Renk değişiminin birçok hayati işlevi vardır:
Bukalemunlar birbirleriyle renkler aracılığıyla konuşur. Canlı, parlak renkler (turuncu, kırmızı, sarı) genellikle heyecan, stres, çiftleşme isteği veya saldırganlık belirtisidir. Sakin bir erkek, dişiye kur yapmak için rengini en göz alıcı haline getirebilir.
Kendini tehdit altında hisseden bir bukalemun, aniden koyu, parlak veya kontrast renklere bürünerek düşmanını korkutmayı amaçlar.
Koyu renkler daha fazla ısı emerek bukalemunun vücut sıcaklığını artırmasına, açık renkler ise ısıyı yansıtarak serinlemesine yardımcı olur.
Genellikle bulunduğu yaprak veya dalın rengine uyum sağlayarak avlanır veya avcılardan saklanır. Ancak bu, bir ahtapot veya mürekkep balığındaki kadar hızlı ve çeşitli değildir.
Bukalemunun renk değiştirmesi, sanıldığı gibi basit bir kamuflaj hilesinden çok daha karmaşık ve çok yönlü bir iletişim, termoregülasyon ve hayatta kalma sistemidir. Bu yetenek, milyonlarca yıllık evrimin, nanoseviyede mühendislik harikası bir çözümüdür. Bir sonraki bukalemun gördüğünüzde, onun sadece saklanmadığını, aynı zamanda vücut ısısını ayarladığını, kur yaptığını veya "duygularını" ifade ettiğini bilerek izleyin. Doğa, gerçekten de en büyük sanatçıdır.