Atomun merkezinde yer alan çekirdek, maddenin yapı taşlarının en yoğun ve en karmaşık bölgesidir. Pozitif yüklü protonlar ve yüksüz nötronlardan oluşan çekirdek, atomun kütlesinin neredeyse tamamını (%99.9'dan fazlasını) oluştururken, hacimsel olarak atomun çok küçük bir bölümünü kaplar. Bu ders notunda çekirdeğin temel yapısını, bileşenlerini ve özelliklerini sistematik olarak inceleyeceğiz.
Atom çekirdeği, nükleon adı verilen iki temel parçacıktan oluşur:
Proton ve nötron sayılarının toplamına kütle numarası (A) denir: \(A = Z + N\)
Çekirdek yaklaşık olarak küresel kabul edilir. Yarıçapı, kütle numarası A ile ilişkilidir:
\(R = R_0 A^{1/3}\)
Burada \(R_0 \approx 1.2 \times 10^{-15} m = 1.2 \, fm\) (femtometre) sabitidir. Bu formül, çekirdek hacminin nükleon sayısıyla doğru orantılı olduğunu gösterir.
Çekirdek yoğunluğu inanılmaz derecede yüksektir ve tüm çekirdekler için yaklaşık sabittir:
\(\rho \approx 2.3 \times 10^{17} \, kg/m^3\)
Bu, bir çay kaşığı çekirdek maddesinin yaklaşık 5 milyar ton geleceği anlamına gelir!
Nükleonları bir arada tutan kuvvetlere karşı çekirdeği parçalamak için gereken enerjiye bağlanma enerjisi denir. Einstein'ın ünlü \(E = mc^2\) formülü ile ilişkilidir.
Bağlanma enerjisi, nükleon başına düşen enerji olarak ifade edilir ve kararlılığın göstergesidir. Demir-56 (\(^{56}Fe\)) en yüksek bağlanma enerjisine sahip olduğu için en kararlı çekirdektir.
Nötron/proton dengesi bozulduğunda veya çekirdek çok büyük olduğunda, çekirdek kararsız hale gelir ve radyoaktif bozunmaya uğrar:
• Konum: Atomun merkezi
• Boyut: ~10⁻¹⁵ m (femtometre ölçeği)
• Kütle: Atom kütlesinin ~%99.9'u
• Bileşenler: Proton ve nötronlar (nükleonlar)
• Kuvvet: Güçlü nükleer kuvvet (hakim)
• Yoğunluk: ~10¹⁷ kg/m³ (evrendeki en yoğun madde)
• Kararlılık: Nötron/proton oranına bağlı
Atom çekirdeği, maddenin en temel yapı taşlarından biridir ve özellikleri maddenin davranışını, radyoaktiviteyi, nükleer enerjiyi ve evrendeki elementlerin kökenini anlamamızda kritik öneme sahiptir. Çekirdek fiziği, temel parçacıklar arasındaki etkileşimleri anlamak için bir pencere sunar ve modern teknolojinin (tıbbi görüntüleme, nükleer enerji, radyoterapi gibi) temelini oluşturur.